Herkese merhaba! Selam güzel insanlar! Ben geldim! Melduş yine karşınızda! Evet, yepyeni bir yıla daha adım atmış bulunuyoruz. Öncelikle hepimiz için çok verimli bir yıl olmasını diliyorum. Eksilerin artılara dönüştüğü bir yıl olsun. Zaten her noktada önemli olan bu değil midir? Olumsuz ya da ters giden her şeyin günün sonunda olumlu bir işleyişe dönüşmesi yahut dönüştürülmesi… Dilerim ki; herkes için hatta tüm dünya için maddi ve manevi noktada kaliteli değişimler, inovasyonlar, entegrasyonlar yaşansın.
Peki biz yeni yılın ilk zamanlarında, bugün ne konuşacağız dersiniz? Sizi çok keyifli bir yolculuğa çıkaracağım. Bugün yeni yıl ile birlikte bir kurumsal iletişim uzmanı olarak hemen hemen tüm kurumsal organizasyonlarda kabul edilmesini ve uygulamaya sunulmuş olmasını temenni ettiğim Kurumsal Yönetişim konusunu konuşmak istiyorum.
Hazırsak hadi başlayalım!…
Yönetişim Ya Da İyi Yönetişim
Good Governance olarak bilinen ve Türkçe’ye İyi Yönetişim olarak geçirilen Yönetişim kavramı; aslında iki kelimenin dönüştürülmesiyle oluşturulmuş bir kavramdır. Yönetim ve İletişim kelimelerinin iç içe geçirilmesiyle meydana gelen kavram, kelime anlamı olarak, “geleneksel yönetim ilkelerinin sert ve katı tutumundan ve hiyerarşik düzenden sıyrılarak, iletişimin şeffaf ve yumuşak üslubunu çapraz iletişim modeliyle konuşmaya başlamak” şeklinde tanımlanmaktadır. Aslında çok fazla tanımı var ama bu benim tanımlama biçimim diyebilirim sizlere.
Yönetim Değil Yönetişim Derken???
Genellikle kafaların en çok karıştığı yer tam olarak da burası. Çünkü bizim ülkemizde uygulanan, bilinen ve alışık olunan tanıdık bir kavram değil kendileri… Yurt dışında çalışılmış ve uygulanmakta olan bir kavram olduğu için genel olarak yabancı olunması çok normal. Peki ne fark var aralarında? Şimdi bir baba profili düşünmenizi rica ediyorum. Ailesinden gelen geleneksel katı kurallara, göreneklerine, ananelerine sıkı sıkıya bağlı olan ve bu durumdan hiç vazgeçmeyecek kadar da sert bir baba düşünün. Hiçbir şekilde sabit fikrinden ödün vermeden her zaman büyükler ne derse o doğrudur diyen ve benim dediğimin dışında bir doğru yoktur diyen bir baba. Değişime tamamen kapalı olan. İşte biz bu durumun akademik tanımına YÖNETİM adını veriyoruz. Bir de madalyonun diğer yüzü var. O da son derece değişime açık ve başka doğrular olabileceğini, başkalarının da fikri olabileceğini, başka kişilerin düşüncelerine saygılı ve bunları kabul edebilen bir baba düşünün şimdi de. İşte biz bu durumun akademik tanımına YÖNETİŞİM diyoruz.
İletişim Bunun Neresinde?
Şimdi şöyle düşünebilirsiniz? Peki hadi bu durumu anladık ama iletişim dediğin oluşum bunun neresinde? İletişim zaten kelimenin hem içinde hem dışında. Yani kelimenin hem kendisi hem anlamı. İletişim dediğimiz zaman ne demiş oluyoruz? İnsanlar arası ilişkileri sistemli, düzenli, empatik, anlayışlı, şeffaf, karşılıklı bir diyalektiğe dönüştürmüş oluyoruz. İşte yönetişim dediğimiz zaman otoriter bir üslubu kibar bir söyleme çeviriyoruz, hiyerarşik sistemi çapraz iletişim dediğimiz karşılıklı dinleme odaklı noktaya getiriyoruz, şeffaflık ile herkesin statü fark etmeksizin birbiri ile açık olmasından söz ediyoruz. İletişim bilimi bu işin iskelet sistemi arkadaşlar. İletişim ve iletişimin doneleri olmadan Yönetişim düşünülemez. Çünkü kendini var edemez. Tıpkı yalınayak dışarı çıkmak gibi. Üşür, ne yapacağını bilemez, çaresiz kalır ve hastalanır…
Peki Neden Yönetişimi Bilmiyoruz?
Bu sorunun cevabı çok üzücü olsa da acı bir gerçeğe dayanıyor ne yazık ki! Çünkü yönetimin sert kalıplarından dışarıya çıkamıyoruz. Çünkü yönetimi benimseyen zihniyetler, yönetici olarak saygınlıklarını böyle oluşturabileceklerini ve koruyabileceklerini düşünüyorlar. Yönetimi terk ederlerse otoritelerinin ve yaptırım güçlerinin zarar görebilecekleri kanaatindeler. Eğer yönetimin hiyerarşisinden vazgeçerlerse yönetişimin çapraz iletişiminde kaybolacaklarına ve kendilerini var edemeyeceklerine inanıyorlar. Peki bu doğru mu? Zaten yanlış olduğu ve yanlışa inanılmaya devam edildiği için bu kavram bilinmiyor ya…
Ne Yapılması Gerekiyor Yönetişim Ya Da Kurumsal Yönetişim İçin?
Yaygın ismi Yönetişim ve İyi Yönetişim olan kavram Kurumsal Yönetişim olarak da bilinen bir kavramdır. Bu kavramın uygulanması LİDERLİK dediğimiz kavramın varlığına dayanır. Her zaman söylerim iyi bir yönetici iyi bir lider demek değildir ama iyi bir lider olmak iyi bir yönetici olmakla eşdeğerdir. O sebeple, yönetişim kavramını benimsemiş bir kişi bir liderdir. Dolayısıyla kaliteli de bir yöneticidir. Çünkü yönetimin geleneksel kafasıyla değil iletişimin empatik ve öngörülü bakış açısıyla hareket eder. Zaten iletişimi iletişim yönetimi de yönetişim yapan en değerli temel kavram EMPATİ’dir. Yönetici çalıştığı kişileri çalışanı olarak görürken Lider çalışma arkadaşı olarak görür ve bunu her şekilde hissettirir. Yönetişimin olduğu yerde sadakat, aidiyet hissi ve empati vardır…
Sonuç?
Sonuç, yönetişim konusuyla ilgili araştırmaların, akademik yayınların ve bilgilendirme toplantılarının hem kurum içinde hem kurum dışında artırılması, konu ile ilgili uzmanların görüşlerine başvurulması ve kurum içi eğitimlerin tüm çalışanlara aktarılması. Bir yöneticiyi yahut yönetici adayını ve bir kurumu en tepe noktaya yönetimin geleneksel tavrı değil yönetişimin yumuşak iletişimi taşıyabilir.
Evet güzel insanlar. Ben Melda Özen. Sizlerle bu hafta Yönetişim kavramı üzerine konuşmak istedim. Keyifli okumalar diliyorum. Hepinizi çok seviyorum. Başka bir konuyla tekrar görüşmek üzere 😊
Melda Özen
İlginizi çekebilir: