Herkese merhaba! Selam güzel insanlar! Ben geldim! Melduş yine karşınızda! Evet anlatın bakalım nasılsınız? Neler yapıyorsunuz? Hayat nasıl ilerliyor? Haftaya nasıl başladık mesela? Modumuz nasıl? Karşılaştığımız zorluklarla, zor insanlarla başa çıkabiliyor musunuz? Hadi benimle karşılaştığınız en size dokunan zorluğu paylaşın? Bu bir olay olabilir bir insan olabilir? Birlikte üzerine konuşalım!
AKIŞŞŞŞŞ
Akışşşşşşş! Akışa kapılma…. Kendimizi akışa teslim etme hali! Bu dipsiz bir kuyu hakkında ne düşünüyorsunuz? Akışa inanlardan mısınız? Yoksa kendini akışa kaptıranlardan mı? Yahut akışa hiç ihtimal vermeyenlerden misiniz?….. Bunu konuşalım istiyorum canlarım. Farklı farklı örnekler üzerinden konuşalım.
Peki bugün ne konuşacağız dersiniz? O kadar akış akış diye başlangıç yaptıktan sonra akışı konu etmediğimiz bir konu tabi ki de mümkün olmaz. Lakin bugün benim için ve her şeyden önce insan ilişkilerinin sağlıklı ve başarılı kontak kurması noktasında büyük önem taşıyan “İletişimin Kıvrımlı S’sini yani Saygı’yı” konuşacağız.
HAYAL GÜCÜ
Haydiiii! Bu da ne demek? Nasıl bir şey yahu bu? diye düşünebilirsiniz! Ama düşünme eylemine bu sefer sizlerden ricam tersten başlamanız. Şöyle ki; tanıdığınız ya da tanımadığınız kişi veya kişiler tarafından sürekli nezaketsiz, kaba davranış yahut söylemlere maruz kaldığınızı gözünüzün önüne getirin lütfen. İnsanoğlunun hayal gücü oldukça geniş ve zengin olur. Hayal gücünüzün sınırlarını biraz zorlamanızı rica ediyorum sizlerden şimdi….
NEDEN?
Evet canlarım, sınırları zorladıysak kafamızda, bu işi biliyoruz, ne anlatmak istediğimizi anladık ve ne yapmamız gerektiği konusunda hemfikiriz. Biri ya da birileri size sürekli kendinizi değersiz hissettirmeye çalışsa nasıl bir hissiyat hasıl olur ruhunuzda, içinizde, kafanızda? Önce klasik insan davranışı NEDEN? Diye bir sorgulamada bulunursunuz normal olarak. Çünkü insan beyni ilk olarak kendisini sorgulayan bir yapılanmaya sahiptir. Bu durum aslında çocuk yaşlardan itibaren hafızalarımıza kazınan bir durumdur. Biz farkında olmadan bilinçaltımız kendiliğinden yapar bunu.
AH ŞU SEBEPLER!
Kendimizi sorgularız ama cevap bulamayız! Çünkü sorun bizden kaynaklanmıyordur aslında! Evet! Sorunun kaynağı sürekli biz olamayız. Karşımızdaki kişilerden kaynaklı da sıkıntı yaşarız ve yaşıyoruz da. Saygı eksikliğinin çok farklı çok fazla sebepleri var aslında. Bunları maddeleştirecek olursak:
- Narsist kişilik yapısı,
- Saygı görmeden geçirilmiş bir çocukluk,
- Kontrol edilemeyen ego,
- Başkaları tarafında şişirilmiş ego,
- Kendini vazgeçilmez zannetme,
- Fazla bencil olma durumu,
- Değer görülmeyen bir çevrede yetişme,
- Saygılı davranışın bir lütuf olduğuna inanma,
- İnsanların sınıflara, kategorilere ayrılması, …..
Tüm bu sebepler ve türevleri, bir kişinin saygı yoksunu tavırlarına maruz kalmak için yeterli…
PEKİ NE YAPMALI!
Saygı yoksunu insanlar hayatın her alanında var ve ne yazık ki hepimiz çok fazla bu duruma maruz kalıyoruz. Dedim ya böyle çok sayıda insan var! Önemli olan onların istediği durumu onlara vermemek! Yani kendi değerimizi kendi gözümüzde küçültmemek! Bakın bu çok önemli. Saygısız tavırlar ve söylemler hemen hemen herkeste değersizlik, önemsizlik hissi yaratır. Belki insanların saygısızlıklarının önüne geçemeyiz ama bu durumun bizim psikolojimize olan etkisini yönetebiliriz. Yapacağımız şey çok basit! Kendi değerimizi başkalarının belirlemesine asla izin vermemek!
Evet güzel insanlar! Ben Melda Özen. Bugün sizlerle SAYGI konusu üzerine bir sohbet gerçekleştirmek istedim! Konu uzun süre kısa! Ama bu konuyu tekrar ele alacağız birlikte! Bence çok keyifli bir söyleşi oldu. Ben her satırı oluştururken çok haz duydum. Dilerim sizler de aynı lezzeti alırsınız. Benimle görüşlerinizi paylaşın lütfen. Ve okurken bu yazıyı lütfen kendinizi ne kadar çok sevdiğinizi hatırlatın kendinize. Sizleri çok seviyorum. Haftaya görüşürüz…
Melda Özen
İlginizi çekebilir: