Herkese merhaba! Selam güzel insanlar! Ben geldim! Melduş yine karşınızda. Bir haftalık iş yoğunluğu arasının ardından sizlerle buluşmak çok güzel. Eee anlatın bakalım, nasılsınız? Herkesin farklı yoğunlukları var hayatta. Sizin yoğunluğunuz nelerden oluşuyor? Bunu konuşalım! Bugün sizlerle çok keyif alacağımız bir konuyu paylaşmak istedim. Aslında hepimiz çok yakından tanıyoruz bu durumu. Birebir muhatap oluyoruz kendisiyle. “MUTSUZLUK” hayatımızın bir döneminde mutlaka ya komşumuz ya en yakın arkadaşımız ya ailemizden biri ya da içimizde yaşattığımız bir yabancı olabiliyor. Hadi gelin birlikte neden mutlu olamadığımızı konuşalım! Hazırsak başlıyoruz!
Yapılan araştırmalar göstermiş ki; Türkiye dünya ortalaması noktasında mutsuzluk seviyesi en yüksek insanların yaşadığı ülkelerden biri seçilerek ilk üçteki yerini almış. En mutlu insanların yaşadığı ülke olarak da Danimarka seçilmiş. Bununla birlikte yine Singapur da mutlu insan oranı yüksek ülkelerin başında yer alıyormuş hem de o kadar çok toplumsal kuralın varlığına rağmen…
Mutsuzluk?
Şimdi bu küçük örneklendirmenin ardından şunu ifade etmeliyiz ki; mutsuzluk çok fazla sınıfa ayrılan bir kavram. Ülkesel mutsuzluk, bireysel mutsuzluk, coğrafi mutsuzluk, sosyal mutsuzluk. Ülkesel mutsuzluk ağırlıklı olarak ülkelerin refah seviyesi ile orantılı olarak ilerliyor. Yani bir ülke ekonomik olarak ne kadar güçlü ne kadar bağımsız ne kadar doğru bir gelir-gider seviyesine sahipse refah oranı ve vatandaşına sunduğu imkanlar da aynı orantıda ilerliyor. Sonuç; gelir ve gider seviyesi doğru orantıda ilerleyen mutlu insanlar…
Coğrafi mutsuzluk?
Coğrafi mutsuzluk ağırlıklı olarak yaşanılan coğrafi düzenin olumsuz şartlara sahip olması ile orantılı bir şekilde ilerliyor. Örneğin; fay hattının çok hareketli olduğu, deprem ihtimalinin çok güçlü yaşandığı, volkanik hareketlere canlı canlı tanık olabildiğiniz, kurak-verimsiz topraklarda konumlanmış, aşırı yağışın bastığınız toprağı ayaklarınızın altından hızlıca çekme ihtimalinin olduğu, vb…. bir coğrafi düzende mutlu olmak neredeyse tamamen imkansız. Kim sürekli yüreği ağzında yaşamak ister ki?
Sosyal mutsuzluk?
Sosyal mutsuzluk ağırlıklı olarak yaşadığımız toplumda, bulunduğumuz sosyal ortamlarda, iş yaşamında, okul ortamında kısaca bulunduğumuz sosyal ortamlarda yaşadığımız olumsuzluklarla doğru ve çapraz orantılı olarak ilerliyor. Neden? Çünkü; insanlar olarak belki hem en sosyal hem de en duygusal canlı türüyüz ve mutsuzluğu hem doğrudan hem dolaylı yollardan yaşarız. Bu da bulunduğumuz sosyal ortamda konfor alanına sahip olma isteği ile oluşuyor. Kabul görmek, saygınlık kazanmak, sevilmek, ortamlara dahil edilmek, değerli hissettirilmek…. Bu mutsuzluk türünü besleyen önemli değerlerden bazıları.
Bireysel mutsuzluk?
Bireysel mutsuzluk belki de konuşacağımız en önemli mutsuzluk türü! Çünkü, tamamen bizden ve saygıdeğer psikolojimizden kaynaklanıyor. İnsan psikolojisini değil ama kendi psikolojinizi tanımlar mısınız diye sorsam ne söylersiniz? Zor olan insanın kendisini ve kendi değerlerini ifade etmesidir çünkü. Zoru başardığınızda zaten aydınlanmış oluyorsunuz!
Bakın güzel insanlar bireysel mutsuzluğun resmi ve gayri-resmi diyebileceğimiz çok fazla sebebi var. Yani görünen ve görünmeyen… Şöyle düşünün; mutluluk gibi mutsuzluk da bir seçim! Sürekli mutsuz ortama ya da insanlara maruz kalmak zorunda kalmak da mutsuzluğu getirir kendimizi zorunda bırakmak da… Önemli olan bu seçimi nasıl yaptığımız. Mesela bir birliktelik düşünelim. Oldukça zor yanları olan bir erkekle toleranslı bir kadının birlikteliğinde sizce mutsuz olan taraf kim olur? Bana göre, eğer karşısındaki erkeğin her olumsuz tepkisine onu kucaklayan tepki vererek karşılık veriyorsa üzgünüm ama kadın mutsuz olur! Çünkü zamanla yorulur, tükenir ve bıkar. Yardım çığlıkları içinde patladığı için, gidemediği için de mutsuz olur….
Sayılar Ne Diyor?
Bireysel mutsuz insan sayısı şu anda inanılmaz yüksek sayısal noktada. Bunun en büyük sebeplerinden biri de tatminsizlik. Bu tatminsizlik çoğaltılabilir. Örneğin; iletişimsel tatminsizlik, cinsel tatminsizlik, maddi tatminsizlik, psikolojik tatminsizlik, öz-değer tatminsizliği vb…. Evet bunlar sadece bazıları. Biriyle iletişim kuramazsanız ya da bunun bir yolunu bulamazsanız mutlu olamazsınız, hayatınızı paylaştığınız ve sevdiğiniz kişiyle cinsel noktada buluşamadığınızda mutlu olamazsınız, maddi olarak yeterli hissetmezseniz- gelir ve gider seviyeniz uyumsuz ise mutlu olmazsınız…
Psikolojik Tatminsizlik?…
Psikolojik tatminsizlik ve öz-değer tatminsizliği ise içlerinden en sıkıntılı olanlar.. Çünkü bu gruptaki kişiler genellikle anksiyete, panik atak, ağır depresyon, çoklu kişilik ve davranış bozukluğu gibi psikolojik sıkıntılarla mücadele eden ya da etmeye meyilli psikolojiye sahip, genellikle yalnızlığı tercih eden kitlenin yaşadığı kişilerden oluşur. Bu da beraberinde öz-değer eksikliğini getirdiği için kişi mutluluk diye bir seçeneğin varlığını bilemez olur. Sonuç; devamlı ve gitmeyen mutsuzluk.
Evet güzel insanlar, bugün sizlerle NEDEN MUTLU DEĞİLİZ konusu üzerine kısa bir sohbet gerçekleştirmek istedim. Aslında müthiş derin bir konu ama konunun özüne değinerek sohbetimizi sıkıcı bir vaziyetten kurtarmak istedim. Gerçekten çok fazla sebep var ama önemli olan bir çare aramak ve bulmak! Peki siz ne durumdasınız? Yazın bana. Sizleri çok seviyorum, mutlu kalın…
Melda Özen
https://www.all.com.tr/ikonik-danslarla-bulusan-filmler/