Danla Bilic yedi yıldır hayatımızın bir parçası olmayı sürdürüyor. Evet uzun zamandır hayatımızda bir Danla var. Kendini sosyal medyada her geçen gün daha da ileri taşımayı başaran bir yıldız o. Videoları, sosyal medya hesabı ve artık reklam filmleri ile sık sık karşımıza çıkan Danla; bir gün mutlaka ünlü olmayı isteyen o çocuklardan biriymiş. Bir video ile hayatının değiştiğini söylese de, aslında o videonun üzerinden geçen onca seneye rağmen, bugün onu hala bu derece iyi tanıyor olmamız gerçek başarı. Bir anda parlayıp bir anda kaybolan o kadar çok yıldız var ki! Sürdürülebilir başarısında ise ne istediğini bilen, olduğu gibi davranan biri olmasının etkisi yadsınamaz…
Çekim günü set ortamında da bir kez daha anladık bunu, kesinlikle farklı bir ışıltısı var. Kamera karşısında adeta devleşen o sakin, sessiz ve uyumlu kadın aslında parlayan bir yıldız olmaya her an hazır. Kendi de cildi de ruhu da hep ışıl ışıl.
Şimdi, ışıltısını tümüyle yansıtan enerjisi ile bir markanın yüzü olarak karşımızda. Parıltısına parıltı katan, çok güvendiği bir ürünün yüzü olmak ise onu ekstra heyecanlandırmışa benziyor. “Beni iyi takip edenler bilir, Garnier ekibiyle hiç tanışmadan, iş birliğimizden önce Garnier C Vitamini Parlak Süper Aydınlatıcı Serumu kullanmaya başlamış ve paylaşmıştım. Cildimdeki etkisi gerçekten gözle görülür bir şekildeydi. Bir marka yüzü olmak ise çok gurur verici. Ürünü o kadar sahiplendim ki biri memnun kaldığında evde kendim üretmişim gibi seviniyorum” diyor.
Onu sosyal medyadan ne kadar tanıyorsunuz bilemeyiz ama eğer isterseniz biz size sadece parlak cildinin sırrını değil, daha pek çok sırrını verebiliriz…
Danla Bilic: İyi ki var o 6 milyon!
6 MN. Günümüzde rakamların her şeyden çok önem kazandığı bir dünyada, bu sayı senin için ne ifade ediyor?
6 milyon, hatta belki daha fazla kişinin sizi izlediğini, sevdiğini, yer yer eleştirdiğini hatta kontrol ettiğini düşünsenize. Kulağa ürkütücü geliyor olabilir; ama ben o kendi yarattığım internet dünyamda çok eğleniyorum, iyi ki var o 6 milyon.
Seni tanımlarken kullanılan “Bir video ile yükselişe geçen, markalarla iş birliği yapan, dobra ve sözünü esirgemeyen, samimi bir internet ünlüsü” şeklindeki tanımlamalar senin için okey mi? Sen kendini nasıl anlatırsın?
Yükselişe geçmek inanın çok kolay. “Tek bir videoyla ünlü oldum” diyorum ama aslında tam olarak öyle değil… Bir günlüğüne kimleri kimleri konuştuk, konuşmaya da devam edeceğiz muhtemelen, ama sonrası daha önemli. Önemli olan o yükselişi yönetebilmek. Benim için “sözünü esirgemeyen internet ünlüsü” de denebilir. Zaman zaman, keşke biraz esirgeseydim, diye düşündüğüm de oluyor.
Her şeyi başlatan o ilk video. O güne döndüğünde neler hissediyorsun?
Neredeyse yedi yıl öncesi. O günkü davranışımla şimdi gurur duyuyorum, bugün yapamazdım muhtemelen. O günkü rahatlığım, korkusuzluğum, cesaretim bugün yok. Olmasını da beklemiyorum zaten. O yüzden iyi ki o gün o kameranın karşısına geçmişim.
Danla Bilic hayatına nasıl bir giriş yaptı ve şu anda sence hayatını ne şekilde yönetiyor?
Danla benim zaten. Daha doğrusu hiç rol yapmadan, evimde, arkadaşlarımın, ailemin, yani en rahat en güvende hissettiğim anlarda nasılsam o şekilde çıktım ekran karşısına… O dönem, herkesin kamera karşısında hiç olmadığı kadar kibar ve donanımlı olmaya çalıştığı, güzel görünmek için aşırı çaba sarf ettiği bir dönemdi. Ben ise son derece doğal davrandım, insanlar bu yüzden Danla’ya hem şaşırdı hem de “tamam bu kız bizim gibi” dedi ve sevdi.
Danla Bilic: Herkesin tanıdığı biri olacağımı biliyordum!
Çocukluktan bugüne hayat hikayene baktığımızda, sence hangi bölümlerin altı özellikle kalemle çizilmelik bölümler?
Babamın yaşadığı acılara bire bir şahit olduğum dönemler diyebilirim. Ailesini bir anda kaybetmesine ve tüm yaşadıklarına rağmen o güler yüzünü, hayat enerjisini hiçbir zaman kaybetmedi. O yüzden hayatta her zaman babamı örnek alırım. İçinin ne kadar acıdığını biliyorum, ama her şeye rağmen o kadar güzel gülüyor ki… O dönemlerde hayatta kimsenin yüzümdeki gülümsemeyi alamayacağına dair kendime söz verdim; çünkü babamın kızıyım.
Seninki nasıl bir aile, nasıl bir çocukluktu?
Çok şanslıyım ki çok seven, sevdiğini gösteren, sahip olduğu her şeyi çocuğuna adayan bir anne ve babanın kızıyım. Trajik bir çocukluğum yok. Her zaman yaşıma uygun olacak şekilde özgür bırakıldım. Tüm bunlar da 2012 yılında tek başıma hiç bilmediğim İstanbul’a taşındığımda sanki evime gelmişim gibi rahat olmamı sağladı. Her şey onlar sayesinde.
Herkesin tanıdığı bir Danla olmak geçmişte hayallerinin bir köşesinde hep var mıydı?
Hep vardı. Ne iş yaparsam yapayım hangi meslek dalında olursam olayım popüler, herkesin tanıdığı biri olacağımı biliyordum. Kulağa biraz iddialı geliyor olabilir ama hissediyordum. Bir manavım da olsa mahallenin en popüler manavı olacaktı o.
Gerçek dünyada sosyal medyada olduğundan farklı gibisin. Kendini bir nevi ekranda rol yapan bir oyuncu gibi hissettiğin oluyor mu? Yoksa tersine, o kişi içindeki gerçek senin yansıması mı?
Az önce de söylediğim gibi Danla, evdeki ben. Hangimiz dışarıda daha kibar daha sakin değiliz ki? İstisnasız yeni tanıştığım herkes aynı senin gibi “sen ne kadar sakin, kibar bir kızmışsın” diye şaşırır. İnsanları kırmaktan, yanlış bir şey söylemekten çok korkarım. Ama kamera karşısında arkadaşlarımla nasılsam o karakteri yaşıyorum; çünkü onlar bana kolay kolay kızmaz, alınmaz. Sanırım artık sadece lafta değil, gerçekten takipçilerimi de arkadaşlarım gibi görüyorum.
Yaptığın işin, içinde bulunduğun dünyanın en sevdiğin yanı nedir? Peki ya seni rahatsız eden yanları neler?
Kendimi kolay kolay yalnız hissetmiyorum. O telefonda, sokakta tanımadığım ama her an konuşabileceğim, hatta beni gerçekten arkadaşı gibi seven, dinleyebilecek birileri var. Bu işin gerçekten en paha biçilemez yanı bu. Kötü tarafı ise önlenemez bir şekilde her an eleştiriye, hatta bazen hakarete maruzsunuz. Sürekli kusursuz ve örnek olmanız da bekleniyor.
Azim mi, şans mı, şanssızlıklar mı? Bugüne gelmende neyin etkisinin daha büyük olduğunu düşünüyorsun? Şansı hayatında nereye koyuyorsun?
Hayatım boyunca hiçbir konuda azimli, hırslı, gözü kara olamadım. Sadece şanslı hissettiğim işlere, kişilere, yerlere adım attım. Her şeyden, herkesten önce içimdeki sese güvenirim. Bugüne gelmeme sebep olan şeylerden biri şans evet, diğeri de disiplin.
Fiziksel olarak geçirdiğin değişimlerin, estetiklerin karakterine yansımaları nasıl oldu sence?
Klişe bir laf vardır ya, insan kendini nasıl mutlu hissediyorsa öyle yapmalı diye. Daha mutlu hissediyorum hepsi bu.
Danla Bilic sıradan bir gününü nasıl geçiriyor?
Günü geç bitirip güne geç başlayanlardanım. Uyandıktan sonra öncelikle kahvemi içerim. Sonra neredeyse iki saat hiçbir şey yapmam. Tüm programımızı da hep buna göre ayarlarız. Çekim gibi herhangi bir işim yoksa gündüzleri beni kolay kolay evden çıkaramazsınız, ki zaten benim evim tüm arkadaşlarımın buluşma noktasıdır. Arkadaşlarımla evden hiç çıkmadan yaşayabiliriz. Onun dışında belgesel izlemeye ve yemek yapmaya bayılırım.
Şu sıralar nasıl bir ruh hali içindesin?
Huzurlu ve heyecanlı. Niye bilmiyorum, nazar da değmesin ama çok sakin ve huzurluyum; aynı anda kıpır kıpırım.
Hayatımızda sosyal medya diye bir şey olmasaydı sence ne iş yapıyor olurdun? Hedeflerin ne yöndeydi, şimdi ne yöne evrilmiş oldu?
Daha önce dediğim gibi, tek bir hedefim vardı, ne olursa olsun o işte popüler ve iyi olmak.
Aşk şu anda hayatının neresinde duruyor?
Her yerinde. Reklamlarda “Aşık oldum” dedin, merak uyandırdın. Aşkı nasıl yaşayan birisin?
Dışarıdan bir göz olarak bakınca çok komik yaşıyorum bence. Tribimi bile trajikomik atıyorum. İlişki dendiğinde en imrendiğim şey hem gerçekten birbirini seven hem de en yakın iki arkadaş kadar inanılmaz eğlenceli vakit geçirebilen çiftlerdi. “Nasıl olabilir bu ya?” derken sanırım oldu.
Aşk yaşadığın şu üründen de bahseder misin? Yüzün ve cildin çok güzel görünüyor. Günlük bakım rutininde olmazsa olmaz malzemelerin neler?
Makyaj yapsam da yapmasam da her gece cildimi derinlemesine temizlerim, hiç aksatmam. Ve konuyu tabii ki Garnier C Vitamini* Serum’a getiriyorum. Beni iyi takip edenler bilir, Garnier ekibiyle hiç tanışmadan, iş birliğimizden önce Garnier C Vitamini* Parlak Süper Aydınlatıcı Serumu kullanmaya başlamış ve paylaşmıştım. Cildimdeki etkisi gerçekten gözle görülür bir şekildeydi. Öyle düzenli cilt bakımına giden biri olmamama rağmen, son bir senedir hem Instagram’da hem vloglarda cildimdeki o ayna gibi parlaklık çok soruluyordu.
Garnier ile yaptığın iş birliği sana neler kattı?
Marka yüzü olmak çok gurur verici. Düşünsenize bir şeyi alıp kullanıp paylaşıyorsunuz ve o marka size iş birliği teklifinde bulunuyor. Ürünü o kadar sahiplendim ki biri memnun kaldığında evde kendim üretmişim gibi seviniyorum. Garnier ekibi çok tatlı, bana her eventte her çekimde kendimi prenses gibi hissettiriyorlar. Şimdi ise birlikte Paris’e Garnier laboratuvarlarını gezmeye gidiyoruz, çok heyecanlıyım.
Sosyal medya dünyasında bir şeyi değiştirebilecek olsan, bu ne olurdu?
Nefret duygusunu yok ederdim. Çünkü hep söylerim benim birinden, bir şeyden nefret etmem çok zor. Herkesin içindeki o nefreti, kızgınlığı alırdım.
Sen kendinle röportaj yapsan, kendine mutlaka neyi sorardın?
Sadece kendime değil çok mutlu görünen, kahkahası eksik olmayan herkese gerçekten mutlu olup olmadığını sormak isterdim. *C vitamini türevi
Röportaj Filiz Şeref
Fotoğraf Jiyan Kızılboğa
Moda Editörü Zekiye Karadağ
Saç İbrahim Zengin
Makyaj Ali Rıza Özdemir
Moda Editörü Asistanları Zeynep Kerpişçi
Durutan Özsezer
Fotoğraf Asistanları Mustafa Berber Emre Taştekin