Edebiyatın gücünü ve bir kitabın içinde barındırdığı sonsuz evreni keşfetmek, bir yazarın gözünden dünyaya bakmak için sizleri bu enfes yolculuğa davet ediyoruz. Kitap tutkunları, kütüphane dostları, birlikte okumak isteyen herkes; işte size yeni bir sayfa, yeni bir başlangıç! İşte haftanın en yeni okuma listesi…
Dans Edişimize Baksanıza / Leïla Slimani
Goncourt ödüllü Leïla Slimani’nin Başkalarının Ülkesi üçlemesinin bu ikinci kitabı Dans Edişimize Baksanıza, artık zenginleşmiş ve yerel burjuvazi içindeki yerini almış Belhac ailesinin ve bağımsızlığını henüz kazanmış, yeni kimliğini inşa etmenin çalkantıları içindeki Fas’ın hikâyesine kaldığı yerden devam ediyor. 1960’ların sonu, 70’lerin başında geçen romanda, bir yandan 1968’in özgürlük rüzgârı, diğer yandan II. Hasan’ın her türlü muhalefeti bastıran saltanatı, siyasi polisin faaliyetleri, Fas sahillerinde kendilerine bir cennet bulan hippiler, Doğu ile Batı arasındaki kendi ikili kimliklerinin acısını çeken okumuşlar karşımıza çıkıyor.
Karmaşık bir siyasal-toplumsal arka planda Mathilde ile Emin’in artık yetişkin olan çocuklarının öne çıktığı bu ikinci kitapta Slimani’nin aile sagası daha da derinleşerek devam ediyor…
Lyon’da Düğün / Stefan Zweig
Elinizdeki kitap, 20. yüzyılda tiranlıktan kaçan entelektüellerin simgesi haline gelen Stefan Zweig’ın alameti farikasını ortaya koyan iki öyküden oluşuyor. “Lyon’da Düğün”de (1927), Fransız Devrimi esnasında yaşanan bir aşk hikâyesi anlatılıyor. Kurşuna dizilmeyi bekleyen tutuklular arasından bir çift, yıllar sonra birbirleriyle karşılaşırlar. Hapishane duvarlarını tırmalayan bir çığlık kısa süre sonra, son günlerini yaşayan insanların ölüm yokmuşçasına “umut”la tebessüm etmelerini sağlayacaktır. “Wondrak”ta (1914-1916) ise toplum tarafından dışlanmış Ruzena’nın biricik oğlu için verdiği mücadeleyi anlatır Zweig. İnsana dair en derin hisleri küçücük anlara sığdırdığı öykülerinde usta yazar, insanların sebep olduğu karanlığın başka insanların hayatına nasıl tesir ettiğini anlatıyor.
Hacı Ağa / Sâdık Hidâyet
İranlı yazar Sâdık Hidâyet’in hem nalına hem mıhına vurduğu bir novella Hacı Ağa. Kahramanımız Hacı Ağa, bu topraklarda da binlerce benzerini görebileceğimiz “her devrin” adamlarından. Kimilerine isim sembolizasyonlarıyla özel adlar verdiği yan karakterler ise her devrin “kullanışlı” bireyleri. 1940’ların İran’ında çizdiği panorama sadece o dönemin İran’ının değil, son bir asırdan fazladır bütün bölgenin hikâyesini anlatıyor adeta. Sermayenin ve sermayenin maşalarının dini çıkarlarına nasıl alet ettiklerini, kendi çıkarları uğruna her yolu mubah sayanları, hepimizin çok iyi tanıdığı yüzsüz, zübük politikacıları ve onların yardakçılarını hikâye ediyor. Kalemin kılıçtan keskin olduğunu bir kere daha gösteriyor.
Maymun Evine Hoş Geldiniz / Kurt Vonnegut
Evlilik insanları öldürmez, öyle değil mi? dedi. Belki öldürmez ama hayatlarında eski dostlara yer açmalarını fena halde zorlaştırır.
Maymun Evine Hoş Geldiniz, kara mizahı, hicivli dili ve eşsiz hayal gücüyle 20. yüzyılın en önemli yazarları arasında yer alan Kurt Vonnegut’un ilk olarak 1968’de yayımlanan öykü derlemesi. Bir yanda yazarın her zamanki esprili dili, absürdlükler ve hiciv, öte yanda daha sade anlatılar, banliyö öyküleri ve trajediler… Her zaman özgünlüğüyle anılan yazarın, aynı zamanda Amerikan öykü geleneğinin bütün birikimini nasıl özümsediğini de görmemizi sağlayan bu kitaptaki öykülerin ortak noktası, başta otorite olmak üzere tüm insanlığa karşı eleştirel bir yaklaşım.
Yirmi Beş Keşifte Evrimin Öyküsü / Donald R. Prothero
Bu kitapta, tanınmış paleontolog Donald R. Prothero, yanıtı merak edilen bu ve benzeri sorulara güncel bilgilerin ve bulguların ışığında bir yanıt veriyor. Biyoloji biliminin ve evrim teorisinin çehresini değiştiren yirmi beş keşfin ve bu keşifleri yapanların öyküleri üzerinden evrim hakkında doğru ve yanlış bilinenleri, halk efsaneleri ile bilimsel gerçekleri her yaştan okurun kolaylıkla anlayabileceği berrak bir dille ortaya koyuyor. Evrimin ve canlıların geçmişine, insanlığın öyküsüne ilgi duyan herkesin kitaplığında bulunması gereken bir “evrimi anlama kılavuzu” sunuyor.
Yeniden Doğup Gelsem / Ebru Demirhan
Herkes bir yolunu bulup kendini ve hayatını arzu ettiği hâle dönüştürmek ister ve bunun için planlar yapar ancak pek azı kısırdöngüleri kırarak en yüksek gerçekliğine bağlanır. “19” rumuzunu kullanan gizemli bir araştırmacı, insan yaşamındaki bu kısırdöngüleri kırmanın bir yolunu bulur; maneviyat, sanat ve teknolojiyi birleştirerek insanların dönüşümlerini tetikleyecek “Yeniden Doğup Gelsem” projesini geliştirir. Kitap boyunca, bu projeye dahil olan on üç yaşam hikâyesini okurken, hayatın dinamiklerini fark edip kendi hikâyenizle sentezlemeniz ve kendinize şu soruyu sormanız kaçınılmaz olacak: Yeniden doğup gelsem her şey nasıl olurdu?
Lilith / Nikki Marmery
Havva’dan önce Lilith vardı. Lilith ve Âdem, Cennet Bahçesi’nde eşit ve mutludurlar. Ta ki Âdem, Lilith’in kendi iradesine boyun eğip onun altına yatması gerektiğine karar verene kadar. Lilith bunu reddeder ve sonsuza dek cennetten kovulur.
Şeytanlaştırılan ve kenara itilen Lilith, Tanrı’nın kendisine boyun eğmeyi kabul eden Havva’yı yaratmasını öfkeyle izler. Ancak Lilith’in bir sırrı vardır: Bilgi Ağacı’nın meyvesini çoktan tatmıştır. Bilgelikle donanmış olan Lilith, Tanrı’nın eşi ve dengi, Cennetin Kraliçesi Aşera’nın neden kayıp olduğunu bilmektedir. Lilith’in bir planı vardır: Havva’yı kurtaracak, Aşera’yı bulacak, dünyaya dengeyi geri getirecek ve Cennet’teki hak ettiği yeri yeniden kazanacaktır. Lilith’in adalet arayışı onu Antik Sümer’in zigguratlarından İsrail Kraliçesi İzebel’in sarayına ve Roma Yahudiyesi’ndeki radikal bir vaizin yanına kadar tarih boyunca yönlendirir. Nuh’un karısı Norea, İzebel ve Mecdelli Meryem, Lilith’in aydınlanmasına yardımcı olurlar.
Modern çağda, eşitsizlik üzerine kurulu bir dünyanın feci sonuçlarını gözlemlerken, Lilith nihayet zamanın başlangıcında kadınlara ve tüm insanlığa yapılan yanlışı düzeltmek için ne yapılması gerektiğini anlar.