Tacim Yurdakul yetenekli, çalışkan ve çok yönü bir sanatçı. Müzik için doğduğu izlenimini yaratan bir ruhu var… Avrupa Müzik etiketiyle yayınlanan ilk single’ı “Güzel Gözlü” ile dinleyicilerinin beğenisini kazanan Tacim Yurdakul ile keyifli ve samimi bir röportaj gerçekleştirdik. Yurdakul’un müzik serüvenini, ilham kaynaklarını ve gelecek projelerini konuştuk. Onun müziğe olan tutkusunu ve bu yolda karşılaştığı zorlukları daha yakından tanımak isteyenler için çok hoş bir sohbet sizleri bekliyor.
Dostluğumuz yıllara dayanıyor. Ben seni tanıyorum ama henüz tanımayanlar için gelsin ilk soru, Tacim Yurdakul kimdir?
Antalya’da dünyaya geldim. Akdeniz ikliminin o değişken havasını fazla içselleştirmiş olacağım ki yer yer sıcak, enerjik; bazen de aniden bastıran o yağmurun kasvetine kolay kapılıp melankolik olabiliyorum. Yağmurlu havalarda şarkı yazmak daha çok ilham verdiği için belki de. Çocukluğum, bol müzik dinlenen bir evde geçti. Babamın eve getirdiği kaset ve CD’leri başa sarıp dinlemek en büyük heyecanımdı. Albümlerdeki şarkı sıralamalarına kadar ezberler, sahnede kendimi hayal ederdim. O kartonetteki şarkıların yazımlarına bakarak “Adım Adım Hayata” adlı ilk şarkı sözümü sekiz yaşında yazmıştım. Annem, hafta sonları kardeşimi ve beni mutlaka bir tiyatro oyununa ya da bir konsere götürürdü. Sanat adına ailemin katkılarına minnettarım. Lise öğrenimim sırasında Antalya’da İsmail Baha Sürelsan Konservatuvarını kazandım. İlk müzik eğitimimi orada aldım. Başlarda konservatuvar eğitimimi üniversitede de devam ettirmek istedim ama beni bu kadar sanata yönlendiren ailem, “Oğlum acaba daha düzgün bir bölüm mü okusan?” diye sordu. (Gülüyor). Ailemin bu sorusu elbette korumacı bir yaklaşımdı. Gözü karayımdır ama sanıyorum farklı yönlerimi de keşfetmek istedim ki Gazetecilik bölümünü tercih ettim. Ardından Marmara Üniversitesi’nde Radyo Televizyon bölümünde yüksek lisans yaptım.
İlk single’ın “Güzel Gözlü” 27 Eylül’de yayınlandı. Projenin oluşum hikâyesinden bahseder misin?
İstanbul’a geldiğim ilk yıllarda sevgili şan hocam Aylin Taşar ile çalışmaya başladık. Youtube için bir proje hazırlıyorduk. “Güzel Gözlü” de o şarkılardan biriydi. Bana bir gün, “Bunu neden single olarak yayınlamıyoruz, sesine çok yakışıyor” dedi. Ve bilir misin Olcay, bu şarkının da içinde bulunduğu Seden Gürel albümünü aldığımda 10 yaşındaydım. O günden bugüne “Güzel Gözlü”, çok severek dinlediğim bir şarkı oldu ve bir gün ya sahnede ya bir albümde okumayı çok istiyordum. Evrenin bir mesajı olduğunu düşünerek şarkının izinlerini aldık ve stüdyoya girdik.
Kimlerle çalıştın, nasıl bir çalışma süreci geçirdin?
Düzenlemesi Tunç Aydoğmuş; kayıt, mix ve masteringi ise Engin Can İpek’e ait şarkımın söz ve müziği ise Aykut Gürel imzalı. Aykut Bey’in bir şarkısını okumak bana ciddi sorumluluk hissettirdi. Gitmek istediğim müzikal yolculuğu aranjörüme ifade ettiğimde; Tunç öyle bir aranjeyle geldi ki tam olarak yapmak istediğim müziği ifade ediyordu. Dinleyenlerin, seksenlerin synth müziğinden ilhamla özlediğimiz o doksanlar duygusunu bulacakları bir şarkı ortaya çıktı. 27 Eylül’de de Avrupa Müzik etiketiyle tüm dijital platformlarda dinleyicilerle buluştu.
Şarkına tepkiler nasıl? Nasıl dönüşler alıyorsun?
Aldığım dönüşler beni çok mutlu ediyor. En son bir radyocu büyüğüm “Resmen şov yapmışsın. Böyle zor bir şarkıyı yeni ve güçlü bir soundla sunmak büyük bir iddia” dedi. Ayrıca çok mutlu oldum. Ben buyum ve bu iddialı çizgide şarkılarımı yapmaya devam edeceğim. Hayatta bir şeyden eminsem o da şudur; hiçbir zaman bir şeyi yapmış olmak için yapmıyor oluşumdur.
Kariyerini nasıl inşa etmek istiyorsun?
Kendi soundumu oluşturmak konusunda çok çalışıyorum. İleriki yıllarda bir müzik duyduklarında bu Tacim’in tarzı demelerini çok isterim. Sırayla şarkılarımı dinleyicilerle buluşturup, bol bol konserlerde şarkılarımızı söylemek için sabırsızlanıyorum.
Peki sırada ne var? Bundan sonra ne olacak?
Sırada hem kendi şarkılarımı hem de diğer müzisyen arkadaşlarımın şarkılarını sırayla yayınlamak var. Her şarkıcı gibi ben de bir albümle kariyerimi taçlandırmak istiyorum. Öyle ki ileride yayınlayacağım albüm için şimdiden ayırdığım şarkılar var. Albümümün ismi de belli. Sana röportajımız bitince söyleyeceğim!
Stilini sen mi yapıyorsun?
Kendime yakışanı, içinde rahat hissettiklerimi giyiyorum. Şarkımın fotoğraf çekimleri için stilime Sertaç Darcan’la birlikte karar verdik. Profesyonel dünyada yardım almak çok daha iş kolaylaştırıcı oluyor.
Gardırobunun olmazsa olmazları neler?
Kesinlikle düz renk tişörtler ve jeanler olmazsa olmazım. Son yıllarda aksesuarlara karşı da ilgim daha çok arttı.
…Kısa Kısa…
En sevdiğin renk: Siyah
En sevdiğin film: Peter Greenaway’in “Aşçı, Hırsız, Karısı ve Aşığı” filmi
En sevdiğin yazar: Jack London
En çok neye gülersin: Arkadaşlarımla saçmaladığımız her ana çok gülüyorum.
En çok neye sinirlenirsin: Saygısızlığa
En sevdiğin özelliğin: Umudumu ve kendime olan inancımı hep taze tutarım.
En sevmediğin özelliğin: Hak etmediğim bir durumla karşılaştığımda gemileri değil, limanları yakmak.
En çok ne mutlu eder seni: Üstüne düşünülmüş en ufak şey, mutlu olmama yeterli.
En çok kullandığın kelime: Son günlerde, “Simülasyon”.
Son zamanlarda en çok dinlediğin şarkı: Lady Gaga- Bruno Mars düeti “Die With a Smile”
Röportaj: Olcay Bağır