Röportaj Zeynep Sipahi
Fotoğraf Tamer Yılmaz
Moda Editörü Ceren Çetinoğlu
Saç Akın Ünal
Makyaj Hamiyet Akpınar
Fotoğraf Asistanları Doruk Uğurluer, Sanem Özman
Moda Editörü Asistanı Ezgi Baylan
Saç Asistanı Mehmet Boray Alpan
Makyaj Asistanı Gizem Ergin
Sahne ışıkları onun doğal güzelliğini daha da parlatsa da Afra mütevazı duruşu ve bu anlamdaki olgunluğuyla doğru bir yolda ilerlediğini adeta herkese kanıtlıyor. Diğer yandan, çok küçük yaştan itibaren aldığı sorumluluklar onu belli ki çok daha ayakları yere sağlam basan ve bilinçli biri haline getirmiş. Gerek çekim gerek röportaj sırasındaki hali tavrı onun işini ne kadar profesyonel bir şekilde ciddiye alarak yaptığını gösteriyor. “Çok hayal kurmaktansa icraata bakıyorum” diyerek hayatı akışına bırakan ama ilerlediği yolda başarılı olmak için elinden geleni yapan biri. Bu ayın sonunda izleyiciyle buluşacak olan Yeşilçam dizisindeki performansını ise heyecanla bekliyoruz. Kahvenizi hazırlayın ve Afra’yla gerçekleştirdiğimiz röportajı keyifle okuyun.
Tam iki yıl önce yine seni ALL’un kapağında misafir etmiştik. O günden bugüne hayatında neler değişti? Son iki yıl nasıl geçti?
Evet! Hatta yine nisan ayı kapağı için buluşmuştuk. O günden bugüne hayatımda pek bir şey değişmedi aslında. Yeni eve taşınıyorum. Öğretmen ve Yeşilçam projeleri ile iki farklı karakterle daha tanıştım. Bunların dışında aktif bir şekilde dans ediyorum. Dansa fena sardım…
Dediğin gibi kendini sadece oyunculukta değil, sanatın farklı alanlarında da geliştiriyorsun. Nasıl gidiyor dans ve piyano? Yeni ilgi alanların da var mı bilmediğimiz?
Dansa ağırlık verdim bu süreçte. Bir de snowboard yapmaya başladım. Ama pandemi olduğu için bu kış snowboard yapmaya gidemedim.
Genç yaşına rağmen her gün üstüne koyarak daha da iyi projelerde yer alıyor ve kendine daha güçlü bir temel inşa ediyorsun. Açıkçası bu konuda hayranım sana. Şımarmak ve böbürlenmek işten bile değilken, bunları bu kadar olgun karşılamayı nasıl başarıyorsun?
Şımaracak bir durum olduğunu sanmıyorum. Ben işimi büyük bir özveriyle yapıyorum. Yaptıkça olgunlaşıyorum, sindiriyorum, kabulleniyorum. Farkındalığım artıyor. Neyi hangi sebeple yaptığımı biliyorum. Kariyerimi idame ettirirken kendi ruh sağlığıma da dikkat ediyorum. Sanırım bu yüzden çoğu şeyi olgun karşılıyorum.
Çağan Irmak ile harika bir projede yer alıyorsun. Nasıl bir deneyim onunla çalışmak ve sana neler kattı?
Çağan Irmak ile BluTV’nin Yeşilçam projesinde çalışma fırsatı bulmak özellikle bu genç yaşımda büyük bir şans. Eminim ki çoğu oyuncu Çağan hoca ile çalışmanın hayalini kuruyordur. Çağan Irmak oyuncunun halinden çok iyi anlayan, ne istediğini bilen bir yönetmen. Bu yüzden onunla çalışmak ayrı bir zevk.
Yeşilçam dizisinde canlandırdığın karakterden bize biraz bahsedebilir misin?
Tülin Saygı, 20 yaşında genç bir kadın. Oyuncu olmak için yapımcı Semih Ateş’in kapısını çalıyor. Adaletli, haksızlığa hiç gelemeyen bir karekter. Hayalleri, hedefleri olan idealist bir kız. Sanırım en sevdiğim özelliği de karşısındaki kim olursa olsun korkusuz ve özgür bir şekilde fikirlerini beyan edebilmesi.
O dönemlerde yaşamak, oyuncu olmak ister miydin?
Kesinlikle isterdim! O naifliği, kırılganlığı, sadeliği yaşamak çok isterdim!
Bugüne kadar yer aldığın projelerde hep sektörün en iyi isimleriyle çalışma fırsatı yakaladın. Bunun oyunculuğuna etkileri neler oldu?
Evet, bu konuda şanslı sayılırım. Farklı farklı teknikler öğrendim. Ne kadar oyuncu var, o kadar teknik var lafı çok doğru. Her çalıştığım usta oyuncudan bir şeyler öğrenmeye çalışırım, hep gözlemlerim. Bu da kariyerimde bir artıdır benim için.
Sektöre ilk girdiğin dönemde seni en çok zorlayan ne olmuştu?
Maddi sıkıntılar sanırım. Tek maddi gelirim oyunculuktu. İstanbul beni bir hayli zorladı bu konuda.
Özeleştiriyle aran nasıldır? Yapmak kolay değil ama bir oyuncunun başarılı olabilmesi için kendiyle gerçek anlamda yüzleşmesinin önemli olduğunu düşünüyorum. Sen bu konuyla ilgili ne düşünüyorsun?
Ben özeleştiri yapmadan duramıyorum ki. Ben artık tamamım, her şeyimle müthiş, başarılı bir oyuncuyum dersem, atın beni denizlere (gülüyor).
Gün gelip de “Tamam şimdi istediğim yere geldim” diyeceğin noktayı tarif etmeni istesek ne derdin?
Tam olarak ne istediğimi dürüst olmak gerekirse ben de bilmiyorum. Hayat akıp giderken yaşadığımız çevre koşullarıyla düşünce yapılarımız da değişiyor. O yüzden çok hayal kurmaktansa icraata bakıyorum. Bakalım hayat neler çıkartacak karşıma. Akışına bırakıyorum.
Belki filmlerde değil ama dizi gibi uzun soluklu projelerde canlandırdığın karakterle aslında adeta birlikte yaşamaya başlıyorsun. Canlandırdığın karakterlerden kendine edindiğin, hayatına dahil ettiğin ya da sana ilham olan bir deneyim var mı?
Öğretmen dizisindeki Gizem karekteri diyebilirim. Gizem karekteri bana olaylara karşı ilk tepkimin önyargılı değil de anlamaya çalısmanın daha doğru bir davranış oldugunu öğretmişti. Zorbalığın ne kadar kötü bir davranış olduğunu ve sonuçlarını düşünmeden yapılan zorbalığın bir hayata mal olabileceğini, bu konuda daha bilinçli olmamız gerektiğini öğretti. İyi ki hayatıma girmiş!
Afra’nın anlamı çok güzel ve insan adıyla yaşar derler. Saflık ve temizlik senin için ne ifade ediyor?
Olduğum gibi olmam, kendim olmam.
Sence seçimlerimiz mi kaderimizi yaratır, yoksa kaderimiz mi bizi gideceğimiz yola sürükler?
Seçimlerimiz kaderimizi yaratır diye düşünüyorum.
Aslında iş hayatıyla, geçim derdiyle çok küçük yaşta tanışmışsın. Bu zorlu deneyimlerin sana ne tür katkıları oldu?
Beni duygusal olarak daha güçlü bir insan haline getirdi diyebilirim. Bazı şeyleri erken yaşamak aslında kişisel gelişim için daha iyi oluyor. Erken olgunlaşıyorsun, olaylara farklı gözden bakıyorsun.
Peki, aşık olunca nasıl bir Afra oluyorsun?
İştahım kesiliyor ve sürekli parmaklarımı çıtlatıyorum!
Fiziksel özelliklerin en az yetenek kadar ön planda olduğu bir sektördesin. Bu algı kırılmaya çalışılsa da hemen mümkün olmuyor. Senin güzellik algın nedir? Ekranda iyi görünmek senin için ne kadar önemli?
Ekranda iyi görünmek neden önemli bir şey olsun ki? Oyuncunun derdi duygularla olmalı, güzel görünmekle değil. İşin faaliyet kısmında yani dergi ve reklam çekimlerinde zaten yeterince güzelleşiyoruz (gülüyor).
Hayatta en tahammül edemediğin şey nedir?
Haksızlığa uğramak hayatta en tahammül edemediğim şey.
Hem iş hem de özel hayatında asla ödün vermeyeceğin şey nedir ve neden?
Mesela çok çalışmaktan asla ödün vermem. Önüme bir iş geldigi zaman o işe tutunarak elimden gelenin en iyisini yapana kadar çalışır, didinirim.