All Magazine
No Result
View All Result
  • Magazin
  • Moda
  • Life Style
  • Güzellik
  • Alışveriş
  • Kültür-Sanat
  • Astroloji
  • Röportaj
  • Sinema
  • Sağlık
  • Teknoloji
  • Dizi/TV
All Magazine
  • Magazin
  • Moda
  • Life Style
  • Güzellik
  • Alışveriş
  • Kültür-Sanat
  • Astroloji
  • Röportaj
  • Sinema
  • Sağlık
  • Teknoloji
  • Dizi/TV
All Magazine
No Result
View All Result
Home Kültür-Sanat

Niyet mahzeninde yıllanan: Ben, Sen, O! / Biz, Siz, Onlar!

Niyet mahzeninde yıllanan: Ben, Sen, O! / Biz, Siz, Onlar!
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Melda Özen

Herkese merhaba! Selam güzel insanlar! Bugün nasılsınız merak ediyorum açıkçası. Havalar ne kadar güzel ilerliyordu derken, yaz mevsimi bize ufak ufak sarılmaya başlamış, ne kadar güzel okşuyor tenimizi diye söylenirken bir de baktık ki yağmurlu günler geri gelmiş… Aslında yağmur güzel bir doğa olayı hele ki bir de polen alerjiniz varsa en sevdiğiniz doğa olayı olabilir bu bahar günlerinde:) Bana kalırsa yağmur iyi hoş ama güneş de dünyanın en güzel yıldızı… Sadece doğayı değil içimizi de ısıtıyor, ruhumuzu da parlatıyor, enerjimizi de yukarı çekiyor, hayata bir başka baktırıyor, dünyayı bir başka sevdiriyor zannımca:)

Araya eski Türkçeden inciler sıkıştırıyorum bazen kusuruma bakmayın lütfen. O kadarcık da hatırım olsun değil mi ama? O kadar kitap okumuş, kelime biriktirmişim bu zamana hatta bu yaşıma kadar:) Şaka bir yana alışkanlık işte! Evet, günün keyif dolu girizgâhını da yaptıktan sonra bu haftaki sohbetimize başlayabiliriz ne dersiniz? Bugün konuşmaktan fazlasıyla keyif alacağınız bir konu seçtim sizler için! Bu arada şimdiden ağzımdan kaçırmak istemiyorum ama ilerleyen zamanlarda başka sürprizlerim de olacak sizler için. Hazırlık aşamasındayım güzel insanlar;)

Evet bugün ne konuşuyoruz! İyice merak ettik farkındayım! O halde açıklıyorum. Bugün niyetlerimizi konuşacağız. Bugün biraz öz benliğimizin derinlerine inip, ruhumuzdan, aklımızdan ve gizli sır odamız hatta mahzenimiz bilinçaltımızdan bahsedeceğiz güzel insanlar. Niyetlerimizin yaşadığı gizli mağaralara göz atacak, yürüdükleri yollara ne gibi ip uçları bıraktıklarına değineceğiz. Hazırsak başlıyoruz! Hadi çabuk gelin!

Posta: Yer altından mektubunuz var!

Fyodor Dostoyevski’nin çok sevdiğim bir romanı vardır. Muazzam bir keyifle okudum bu şahane romanı. “Yer Altından Notlar” adlı bu harika romanı okumadıysanız mutlaka bir gün değerli vaktinizden bir parça ayırıp okumalısınız derim ben. Elbette takdir sizlerin:) Evet ne diyorduk, tamam hatırladım, evet evet yer altından notlar. Bir düşünelim hadi birlikte hatta güzel bir beyin fırtınası yapalım derim! Taaaaaaaaa yer altından; hiç üşenmeyip her türlü zahmete katlanıp, tüm hava koşullarını tolere ederek, çok tatlı bizlere kim mektup yollar güzel insanlar? Milletin işi gücü yok bize yer altından mektup mu yollayacak yani? Yok artık dediğinizi duyar gibiyim! Bence de yok artık! İşte o yok artık dediğimiz şey var ya bizim bilinçaltımız. Bize o güzelim mektupları üşenmeden düzenli olarak kim yolluyor zannediyordunuz siz?

Afiyet, bal, şeker olsun Hansel ile Gratel!

Benim çocukluğum çok sevdiğim Walt Disney’in eserlerini hem okumakla hem izlemekle geçti. O yarattıkça biz okuduk, o yazdıkça biz hayran olduk, onun yarattıklarını çizgi filme döktükçe yönetmenler, biz zevkle izliyorduk. Hansel ile Gratel de işte o muhteşem eserlerden bir tanesi bana göre. Peki gelelim günümüze! Maalesef artık istesek de çocuk değiliz ve hayatımızın içindeki Hansel de Gratel de hatta hikâyedeki kötü kalpli Cadı da biziz. “Nasıl yani Melda? Of yani! Bu nasıl bir cümle böyle? Açık konuşur musun bizimle sen ne demek istiyorsun tam olarak bize şimdi?” Haklısınız ben de sizin yerinizde olsam kendime bunu söylerdim. Ama sakin olun açıklıyorum canlarım! Şöyle ki yolunu kaybetmemek için attığı adım başına sarsılmaz taş parçaları yerine yenilebilir ekmek kırıntısı koyarak kendisi için yanlış hayat stratejileri geliştiren BİZ! Yolunu kaybedince tüm umutları yıkılan ve denize düştüm bari yılan beni korusun diyen de BİZ! Ah bir umut belki bana yardım eder diye düşünüp dışı kalay içi halay bir eve girmeye razı olan da BİZ! Hiç tanımadığımız bir cadıya belki vicdanı vardır, “yok ya o kadar da gözü dönmüş değildir, yam yam mı ki beni yesin?” diye güvenen de BİZ! Hiç farkına varmadan o cadının kendisi olup kendi kendimizi afiyetle yiyen YİNE BİZ! O zaman afiyet olsun canım bize….

Ayna ayna göster bana: “Dur sakın o elmayı ısırma!”

Bilenler bilir, okuyanlar daha da iyi bilir! Herkesi elma yemekten soğutan, nerede kıpkırmızı, yüzünden sağlık fışkıran bir elma görsek içimize bir kurt düşüren o meşhur hikâyeyi! “Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler” denince akla gelen iki unsur baktıkça güzelliğimizden çatlayacak diye korktuğumuz ayna ve tabi ki sağlıklı görünüp sinsi kurtlara annelik eden kırmızı elma…. Valla ben bu hikâyeyi okuduktan sonra sadece Yeşil Elma yiyorum:) En azından hakkında hiçbir hikâye yazılmadı bugüne kadar:) Şaka bir yana elma bahane değil mi güzel insanlar?

Biz bu sinsi kurtlara kendi içimizde hatta niyetlerimizde ne kadar uzun zamandır ev sahipliği yapıyoruz bundan haberdar mısınız? Evet evet o kurtlardan bahsediyorum! Hani içimizi, beynimizi hatta kendi kendimizi yiyip bitiren o kurtlar var ya işte onlardan…..

Kırmızı Başlıklı Kurt! Ham yap yakalım! Bitecek o tabak!

Yine çocukluğumuzun en sevilen eserlerinden biriyle devam edelim. Yani beni ormanlar aleminden soğutmuştu. Neredeyse tüm hayvanları yeniden tanımak için tüm belgeselleri deli gibi izlerdim çocukken:) Vallahi bu hikâyedeki kurt var ya o sinsi kurt. Yemin ederim babana bile güvenme denilecek cinsten…. Yaaa güzel insanlar hepimizin içinde yaşattığı o sinsi kralla tanıştınız mı?

Ama bu seferki başkası tarafından yazılmış bir hikâyenin kahramanı değil, bu seferki bizim içimizde yaşayan, bizim hikâyemizin baş kahramanı…Kırmızı pelerini ile salına salına dolaşıyor ruhumuzun tam orta yerinde. Hatta duygusal zekâmızın tüm sinyallerini ele geçirmiş durumda. Nasıl mı? Bir bakın kendinize ne görüyorsunuz? Felâket tellalı duygular, anksiyete hastası düşünceler ve depresyonun en son safhasına ulaşmış niyetler… Evet güzel insanlar niyetlerimiz… Tüm mesele bu!

Ne dilersen O’sun!

Aslında bir şeyi hep göz ardı ediyoruz insanoğlu olarak! Ne dilersek oyuz. Hayattan ve kendimizden ne dilersek ya da ne beklersek onu yaşıyoruz. Niyetlerimiz o kadar önemli ki; olumsuz bir şey dilersek bir gün onu, olumlu bir şey dilersek belki yarın belki yarından da yakın onu yaşıyoruz! Niyetler gerçekten çok kıymetli ve çok önemli güzel insanlar! İçinizden geçen, ruhunuza işleyen, bilinçaltınıza kodlanan, rüyalarınıza mesaj atan niyetlerimiz var ya hayatımızı rezil de eder vezir de! Aklınızda bulunsun! Benden söylemesi. Sonra “Aaaa! Melda söylemişti biz dinlemedik” dersiniz ama geç olur bak söylemiş olayım. Hatta bence geç bile söyledim. Niye derseniz? Zaten benden önce çok sevgili Sigmund Freud amcamız yıllar yıllar önce söylemiş bunu. Hatta psikolojimizin, rüyalarımızın, bilinçaltımızın MR’ını çekmiş de haberimiz anca yıllar sonra Freud amcamızın makale ve kitaplarını okuyunca olmuş. Evet gerçekten de niyetlerimiz bizi yansıtır güzel insanlar…

Alaaddin’in Sihirli Lambası’ndan dileklerimiz çıksın!

Hani çocukluğumuzun en tatlı hikâyelerinden biriydi “Alaaddin’in sihirli lambası” hatırlar mısınız? Alaaddin alırdı eline küçük demlik benzeri lambayı, elini bir ileri iki geri sürterek içinden maviliklere doğru yolculuk yapmış, simsiyah saçı ve sakalı olan, altın kolye ve bilezik takan cincikcik çıkarmıştı. Ne zaman bir şeye ihtiyacı olsa ya da bir dilek dilemek istese bu maviş cinimizde anında olmasını sağlarmış. Eeee! Hadi bu hikâye. Peki ya gerçek hayat? Onu ne yapacağız? Hiçbirimiz bir lambaya ya da sevgi dolu sihirli bir cine veya periye sahip değiliz. Ya ne yapacağız bu durumda! Freud amca yine haklı çıktı gördünüz mü?

Niyetlerimizi eğiteceğiz! Düşüncelerimizi güzelleştireceğiz. Ne dilediğimize dikkat edecek, ağzımızdan çıkanı kulağımız duyacak ve niyetlerimiz bizim iyi niyetli lambamız olacak! Hayattan beklentilerimizi bir şişenin içine değil bir saksının içine koyacağız. O saksının içine koyduğumuz çiçekle büyütüp, besleyip, yeşerteceğiz. Evet ne dilersek oyuz. Domates olmak istersek domates, maydanoz olmak istersek maydanoz…. Ne ekersek kendimiz için bugün, gün sonunda onu biçiyoruz geleceğimiz için… Yani bizim için lambadan çıkacak olan tek kişi yine biziz canlarım!

Evet güzel insanlar. Ben Melda Özen. Bugün sizlerle niyetlerimizi konuşalım istedim. Bence çok keyifli bir söyleşi oldu. Siz ne dersiniz? Düşüncelerinizi merak ediyorum. Yazın bana. Güzel sürprizlerim de çok yakında… Coming Soon… Sevgimle kalın güzel insanlar…

Popüler

  • Zara markasının en sevilen kadın parfümleri

    Zara markasının en sevilen kadın parfümleri

    0 Paylaşım
    Share 0 Tweet 0
  • Aslı Sivri: Bu şarkı benim için yapılmış resmen!

    0 Paylaşım
    Share 0 Tweet 0
  • Minox ile saç problemlerinize bilimsel çözüm

    0 Paylaşım
    Share 0 Tweet 0
  • Yaz günlerinde arkadaşlarla yapılacak eğlenceli aktiviteler

    0 Paylaşım
    Share 0 Tweet 0
  • Çilek bacak görünümden kurtulmanın yolları

    0 Paylaşım
    Share 0 Tweet 0
No Result
View All Result

En yeniler

Guns N’ Roses İstanbul’da: 13 tırlık dev konser hazır!

Guns N’ Roses İstanbul’da: 13 tırlık dev konser hazır!

Yeni sayfalar açılıyor: Haftanın dikkat çeken kitapları

Yeni sayfalar açılıyor: Haftanın dikkat çeken kitapları

Fener Evleri’nde üç yeni sergi sanatseverlerle buluşuyor

Fener Evleri’nde üç yeni sergi sanatseverlerle buluşuyor

Arter, Dünya Müzeler Günü’nde sanatı erişilebilir kılıyor

Arter, Dünya Müzeler Günü’nde sanatı erişilebilir kılıyor

Koray Ariş’in 60 yıllık sanat yolculuğu kitapla taçlanıyor

Koray Ariş’in 60 yıllık sanat yolculuğu kitapla taçlanıyor

Kerem Alışık Cannes Film Festivali kırmızı halısında!

Kerem Alışık Cannes Film Festivali kırmızı halısında!

Korku tutkunlarının favorisi geri dönüyor

Korku tutkunlarının favorisi geri dönüyor

Max’in adı tekrar ‘HBO Max’ oluyor

Max’in adı tekrar ‘HBO Max’ oluyor

all logo

 © 2022 ALL Dergisi Türkiye’nin en çok satan ve okunan moda, alışveriş dergisi.

Kategoriler

  • Moda
  • Güzellik
  • Alışveriş
  • Magazin
  • Sağlık
  • Astroloji
  • Life Style
  • Röportaj
  • Kültür-Sanat
  • Sinema
  • Dizi/TV
  • Sürdürülebilirlik
  • Seyahat
  • Teknoloji
  • Spor
  • ALL Gurme
  • ALL Men
  • Video
  • Künye

Bizi Takip Edin

Gizlilik Politikası · Kullanım Koşulları · Çerez Politikası

No Result
View All Result
  • Moda
  • Güzellik
  • Alışveriş
  • Magazin
  • Sağlık
  • Astroloji
  • Life Style
  • Röportaj
  • Kültür-Sanat
  • Sinema
  • Dizi/TV
  • Sürdürülebilirlik
  • Seyahat
  • Teknoloji
  • Spor
  • ALL Gurme
    • Ramazan
  • ALL Men
  • Video
  • Künye

© 2022 ALL Dergisi - Türkiye'nin en çok satan ve okunan moda, alışveriş dergisi