Röportaj: Olcay Bağır
Genç ve başarılı şarkıcı Asli Sivri ile hayatına ve müziğine dair ve günlük yaşamını da içine alan samimi bir sohbet gerçekleştirdik…
Klasik bir soru olacak ama Aslı Sivri’yi tanıyabilir miyiz? Aslı Sivri kimdir?
22 Haziran 2000’de Eskişehir’de dünyaya geldim. Üniversiteye kadar orada yaşıyordum, son 3 senedir İstanbul’da yaşıyorum. Müzikle çocukluğumdan beri iç içeydim ve her zaman ilgiliydim. 8 yaşından beri piyano çalıyorum, bunun yanında keman ve gitar eğitimi de aldım. Yoğunluğu ve sürekli aktif olmayı çok seven bir insanım hatta bu beni motive ediyor diyebilirim; bu sebeple sürekli yeni hobiler edinir, kendime sürekli bir uğraş bulurum. Farklı dilleri ve farklı ülkelerin kültürlerini öğrenmeyi çok seviyorum. Hatta bazıları komik bulabiliyor ama lisedeyken 3 sene Çince özel dersi aldım, öğrenmek için çok tercih edilmeyen bir dil. Birkaç senedir yapıyor olmakla birlikte son bir senedir aktif olarak fitness yapıyorum. Bu konuda da fazlasıyla tutkulu olduğumu söyleyebilirim, bir hafta bile ara versem kendimi çok kötü hissediyorum. Hobilerimi bir kenara bırakırsak, şu anda müzik hayatım dışında Sabancı Üniversitesi’nde Bilgisayar Mühendisliği öğrencisi olarak eğitim görüyorum. Hayvanları çok seviyorum, tatlı mı tatlı bir kedim var.
“Yara’yı ilk dinlediğimde ‘Bu şarkı benim için yapılmış resmen’ dedim”
Yeni şarkın Yara hayırlı olsun. Oluşum sürecinden bahseder misin?
Öncelikle çok teşekkür ediyorum. Yara benim için gerçekten iş olmasının da yanında çok duygusal bir proje. Çünkü küçüklüğümden beri müzikle zaten çok ilgiliydim ve lisede Fizy Liselerarası Müzik Yarışması’yla başlayarak üniversitede grup kurmamla devam eden bir sahne alma sürecim vardı. Her zaman kendime ait bir şarkım olmasını, bununla büyük kitlelere ulaşmayı hedefliyor ve istiyordum ama asla gerçek olamayacak bir hayalmiş gibi geliyordu. ETL Records benimle iletişime geçtiğinde ve benimle çalışıp bir şarkı çıkarmak istediklerini söylediklerinde gerçekten rüyadayım sanmıştım. Her ne kadar şarkı söyleyen biri olsam da şarkı yazmaya dair bir deneyimim yoktu, dolayısıyla ilk şarkımı kendim yazamayacağımı tahmin ediyordum. Benim tarzıma uyacak ve içime sinecek olan şarkıları araştırma halindeydik sürekli. Yara’yı ilk dinlediğimde bu şarkı benim için yapılmış resmen ve benim olmalı dedim. İlk dinlediğim andan itibaren sahiplenmiştim diyebilirim. Birkaç kez dinleyince direkt ezberledim, minik bir test yapma amacıyla ses kaydedip menajerim Emrah Hocaoğlu’yla paylaştım ve o da çok beğendi. Daha sonra zaten her şey yolunda işledi; kayıtlar aldık, klip çektik, sürekli daha iyiye gitmesi için çalıştık. Bugün olduğum yerdeyim, umarım herkes beğenmiştir.
Klibinde de farklı tarzınla şarkıya yaraşır bir çalışma olmuş. Stilini sen mi belirledin?
Klipte stil için çok profesyonel bir ekiple çalıştık, ama kıyafetlerimi kendi ellerimle seçsem ancak bu kadar olabilirdi diyebileceğim kadar benimle aynı fikirde ve aynı tarzda seçimler yaptılar. Vücudumla alakalı özgüvenli veya endişeli olduğum bütün noktaları dikkate alarak ve günlük tarzımdan uzaklaşmadan harika seçimler yaptılar, sonuçtan çok memnunum. Tüm ekibin emeklerine sağlık.
Günlük hayatında da klibindeki gibi farklı bir tarzın mı vardır?
Günlük hayatımda daha çok spor-şık giyinmeyi tercih eden biriyim. Aslında genel olarak belirli bir tarzım var fakat ruh halime göre gerçekten günlük kıyafetlerim çok değişim gösterebiliyor. Bir gün rengarenk, bir gün simsiyah giyinebiliyorum. Özellikle alt parçalarda maskülen-bol kıyafetleri çok seven ve tercih eden biriyim. Ama ne giyersem giyeyim, ayakkabısından giydiğim çoraba kadar renk uyumuna aşırı dikkat ederim. Bunlara ek olarak, minik bir ayakkabı koleksiyoncusuyum diyebilirim. Spor ayakkabılar başta olmak üzere ayakkabılara karşı ayrı bir tutkum var, almayı da kıyafetlerime göre sürekli farklı kombinler yapmayı da çok seviyorum.
Gardırobunun olmazsa olmazları neler?
Kesinlikle crop tops… En son ne zaman üstüme uzun bir şey giydiğimi hatırlayamıyorum desem yalan olmaz. Eşofmanlarla, bol kotlarla, taytlarla, kısacası her şeyle çok seviyorum ve çok beğeniyorum. Buna ek olarak bu aralar biraz da bol ve farklı desenleri pantolonlara yöneldim. Çok beğeniyorum ve sürekli gardrobuma yenilerini ekliyorum.
“Bu ikisi çantamda olmadan beni hiçbir yerde göremezsiniz!”
Çantanda taşıdığın en önemli makyaj malzemesi hangisidir?
Genel olarak cildi ve dudakları çok kuruyan biriyim, kış aylarında soğuk havalar da bunun tuzu biberi oluyor. Dolayısıyla çantamda dudak koruyucum olmadan hiçbir yere gidemem. Makyaj yaparken dudaklarımı ve gözlerimi ön plana çıkaracak şekilde makyaj yapmayı tercih ediyorum. Dudaklarımı ön plana çıkarırken abartıya kaçmak istemediğim için ruj yerine hep dudak kalemi ve dudak koruyucu kullanırım. Bu ikisi çantamda olmadan beni hiçbir yerde göremezsiniz.
Aynı zamanda eğitim hayatın devam ediyor. Birde sektör ile pek alakası olmayan Bilgisayar Mühendisliğini okuyorsun. Müzik ve sayısal düşünceyi birlikte yürüttüğün bu iki şeyi bir araya getirerek kullandığın oldu mu?
Açıkça söylemek gerekirse gerçekten beni zorlayan bir üniversitede ve bölümde eğitim görüyorum. Yani orada da başarılı olmaya devam edebilmek için ciddi bir mesai harcamam gerekiyor. Ama bu beni hiç geri düşürmüyor hatta aksine daha dinç ve motive tutuyor. Bilgisayar Mühendisliği kulağa çok öyle gelmese de aslında hayatla çok iç içe olan bir bölüm. Tamamen analitik düşünme becerisi gerektiriyor, bunu da günlük hayatımızda birçok alanda kullanıyoruz ve müzik de buna dahil. Müziğe, şarkı sözlerine de bir algoritmaymış gibi bakıyorum. Bunun da dışında ilerleyen süreçte artık iyice dijitale kayan müzik sektöründe kodlamanın ve yapay zekanın da etkisinin git gide büyüyeceğini ve bu konuda bilgilerimi kullanarak bir adım önde olacağımı düşünüyorum.
…Kısa Kısa…
En çok kullandığın kelime : Halledilir
En çok dinlediğin şarkı: Lil Zey – Peygamber Sabrı
En çok neye gülersin:.Arkadaşlarıma
En çok neye sinirlenirsin: Yalan söylenmesine
En çok ne mutlu eder seni: Sevdiklerimin benimle ilgili küçük ayrıntıları hatırlaması