Fransızcada “kayak sonrası” anlamına gelen après-ski, kar tatillerinin içimizi ısıtan aktivitelerine ikonik bir tanım getiriyor. Mevsimin zorlu şartlarından korunmak için giyilen maksimalist kıyafetler ise bu kültürün ayrılmaz bir parçası konumunda. Gün içinde kayak yaparken giydiğimiz ve akşam da bize eşlik etmeye devam eden koza tipi montlar ile kalın tabanlı ayakkabılar apres-ski silüetlerin temelini oluşturuyor. Ve artık, bu devasa formları üzerimizde görebilmek için tatili beklemeye gerek kalmadı. Aprés-ski, lüks markaları referans alarak dağlardan sokaklara ulaşıyor ve günlük hayatımıza uyumlanıyor.
Yetiler sokakta
Roksanda ve Fendi iş birliği, pratik katmanlarla stil sahibi olmanın yollarını gösteriyor. Turuncu ve su yeşili gibi canlı renklerden oluşan koleksiyon, sportif catsuitler ve moon botlar ile her an kayak yapmaya hazır bir tavra sahip. Yere kadar uzanan hacimli montlar ise sadece soğuktan değil kar topu savaşlarında darbelerden de bizi koruyacağa benziyor.
Montlarda yorgan konforu yaşatan Dolce&Gabbana, görünümü büyük gözlüklerle tamamlamayı tavsiye ederken podyumda ön plana aldığı sanal gerçeklik coşkusunu tasarımlarına da yansıtıyor. Aprés-ski ile kendini savaşçı moduna alan başlıklar Max Mara’da klasik bir tavır takınırken, 80’ler İtalya’sına selam gönderen Emilio Pucci’de karikatürize ögeler ile gücüne güç katıyor. Bol tüylü botları ile Pucci, eğlenceli bir dağ gezintisi için rehber oluyor. Görünen o ki aprés-ski bu sezon şehirde bile abartısından bir şey kaybetmiyor.
*Bu yazı ALL dergisinin Aralık 2022- Ocak 2023 tarihli 170. sayısında yer almıştır.
Yazı Cansu Karakuş
İlginizi çekebilir: