Sürdürülebilirliğe odaklanan yeni nesil tasarımcılardan biyo-tasarımcı & Gozen Instute kurucusu Ece Gözen ve Tuba Ergin’in, Türk modasının uluslararası adını duyurmak için yaptığı çalışmalardan oluşan koleksiyonları sürdürülebilirlik adına yeni bir umut ışığı yakarak; geri-dönüştürülebilir malzeme kullanımının yetersiz kalışı, daha radikal bir bakış açısının gerekliliği üzerinde duruyor.
Türk moda tasarımcı Tuba Ergin, araba lastiği ve vegan deriden elde ettiği çantaları çok amaçlılık açısından ön plana çıkıyor. Güçlü kendine güvenen ve çevreye duyarlı insanlar adına tasarımlar yapan tasarımcının “Cesur Yeni Dünya” adını verdiği koleksiyonu sürdürülebilir dünyanın ütopikleştirilmesi fikrini hafifletir nitelikte.
Yüksek kalitenin aksine endüstriyel atıklarla denemeler yapan tasarımcı eski otomobil lastiklerinden yapılmış çantalar tasarlarken, malzemeler üzerindeki yaşanmışlıkları olduğu gibi bıraktığının altını çiziyor.
Editör Kübra Elmalı defileyle alakalı olarak; “Gelecek belirsizliği ve korkusuyla yüzleşip teslim olmadığımız bir yenidünya olgusunu anlatıyor. Bursa Kestel’de bulunan Akdere Güneş Santrali’ne ait solar panel tarlasında çekilen dijital defilede, modeller dünyanın en temiz enerjisini üreten solar panel koridorları arasında yürürken, yeni yaşamlarımızı kolay ve şık kılacak sofistike spor giyim, militer ve motorcu stillerinden yola çıkarak hazırlanmış koleksiyonu sunarak geleceğe de göz kırpıyorlar.” ifadelerinde bulunuyor.
İklim krizini kendi stiliyle ele alan tasarımcı koleksiyonunu Bursa’da güneş panellerinin bulunduğu bir alanda sergiliyor.
Denim üretiminde yüksek su ve kimyasal harcanımından yakınan tasarımcı; geçmiş dönemde, ilerde kendi markasını yaparsa nasıl daha iyi ve çevreye dost olabileceği üzerinde düşünürken gelecek adına “daha sürdürülebilir bir dünya” resmi çiziyor.
22 yaşındayken MUUSE’un davetiyle katıldığı “MUUSE- VOGUE Talents Award” 2012’de ‘En Vizyoner Tasarımcı’ seçilerek birinci olan Ece Gözen; alışıldık olmayan malzemelerle çalışarak, sorunun temelindeki problemi çözmek adına materyaller üzerinden ilerliyor.
“Artık herkesin uyanma vakti geldi diye düşünüyorum. Aksi takdirde bu şekilde devam edersek uyandığımızda yaşayabileceğiniz bir yer kalmayacak. Artık bitkisel bazlı bir diyetin gezegen ve insan sağlığı için en büyük çözümlerden olduğu aşikar. Bunu herkesin uygulaması gerekiyor. Bunun için de hayvansal ürünlerin hiçbir şekilde, hiçbir endüstride tüketilmemesi ya da en aza indirilmesi gerekiyor. Hayvanların öldürülmesi ve et tüketmemizin sağlıksal açıdan zararının dışında, bir de en önemlisi etik tarafı var tabii ki.”
Dünyanın en büyük 6 tekstil tedarikçisinden biri olan Türkiye aynı zamanda olumsuz olarak da ciddi bir iklim kirleticisi. Buna karşı hareket eden Türk tasarımcılardan Gözen ve Ergin Türk moda endüstrisinde sürdürülebilirliğin öncüleri olarak adlandırılırken; giysilerin aynı anda hem ihtişamlı hem de sürdürülebilir olduğunu kanıtlıyor.
Çok önce yaşamamız gereken farkındalıkları yeni yeni yaşarken; sizce de sektördeki üretim süreçlerinin yeniden düşünülmesinin zamanı gelmedi mi?