Onun bir huyu var ki moda sahnesinde ya başrol oyuncusu olmalı ya da en küçük dokunuşuyla bile senaryoda değişiklik yapmalı… Coco Chanel’in küçük siyah elbisesi bu rengin sade ama güçlü duruşunu keşfetmemize imkân tanıyor. Siyah, boyutlar arası yolculuğuna yeni sezonda yeni yansımalar ekliyor. Çünkü siyah elbiseler o zamanlar zarif bir inci kolyeyi, şimdiyse bir araya geldikleri her şeyi arzu nesnesine dönüştürebiliyor. Siyahın teknik açıdan renk yerine gölge olması bir yana, bu kadar çok yönlü olabilmesinin sırrı onu birçok rengi karıştırarak elde edebilmemiz. Kötü çocuk Alexander McQueen’in tasarımlarının başrolüne aldığı siyahla oynadığı oyunlar bunun en büyük örneği. Neredeyse tüm sezonlarında yer verdiği sarı ile yarattığı kontrast ilişkisi bu rengin gölgeden daha fazlası olduğunu kanıtlar nitelikte.
Dokusunda tarih var
DNA’sında asalet olan siyahın bilgeliği geçmişinden geliyor. Tarih boyunca yas tutanlara hüzünlü ninniler fısıldayan bu renk, yeri geldiğinde diğer renklere kafa tutarcasına ‘Ben buradayım’ diyebiliyor. Özellikle bir dönem Kraliçe Victoria’nın kabarık elbiselerine zengin bir görünüm katarken, 70’lerin sonunda tüm otoriteleri reddederek punk akımına uyum sağlıyor. Şimdi ise gizemi, şehveti, karanlık duyguları ve yası kucaklamaya her daim hazır olan siyah, moda dünyasında herkes için farklı şekillerde vücut buluyor. Sonbaharın favorisi trençkotlar, elbiseler ve ten ile bütünleşen çizmeler, siyahı kadim dostu deri ile buluşturarak sezonun gizemli havasına uyum sağlıyor. Yüzü çerçeveleyen başlıklar ve dantelden transparan detaylar gotik ruhu beslerken, yükselişe geçen neo-punk akımı siyahı tarihin tozlu sayfalarından sıyırmayı başarıyor. Özellikle bedeni sarmalayan catsuit trendi, siyahın yansımalarıyla çok daha güçlü bir imaj çiziyor. Uzun yıllardır hayatımızın her yerinde hakimiyet kuran siyah, özenli ama umursamaz stillerin yapı taşını oluşturuyor.
*Bu yazı ALL dergisinin Kasım 2022 tarihli 169. sayısında yer almıştır.
Yazı Cansu Karakuş
İlginizi çekebilir: