Öfke ve kızgınlık günlük yaşamımızda sık karşılaştığımız bir durumdur. Trafikte diğer bir sürücüye, işyerinde müdürümüze, evde eşimize veya çocuklarımıza öfkelendiğimiz zamanlar olur. Peki böyle durumlarda kendimize ve çevremizdekilere karşı kırıcı olacak, sınırları aşacak veya zarar verecek aşırı öfke halinden nasıl uzak durabiliriz? TalkTuBaNa‘nın kurucusu, mentor Tuba Müftüoğlu öfke ve kızgınlıkla baş etmenin yollarını anlattı
Öfkemizi bastırmak yerine onu kontrol edelim
Öfke ve kızgınlık, son derece doğal, aynı zamanda da yaşamın varlığını hissettiren ve onaylayan duygulardır. Bir çok altta yatan neden olmakla birlikte, genellikle isteklerimiz karşılanmadığında veya bir sınır aşıldığında ortaya çıkarlar. Temelde bunlar birer tehlike alarmıdır. Bu durumu yönetemediğimizde sağlığımıza veya ilişkilerimize zarar verebilir. Öfkeyi kontrol etmek ile bastırmak farklı şeylerdir. Öfkeyi bastırmak veya görmezden gelmek diğer duygularımızı da uyuşturur. Oysa onu kontrol etmek kendi bedenimizde ve davranışlarımızda bir denge oluşturacaktır. Bastırılan öfke ile etrafına zarar veren öfke arasında aslında bir orta yol vardır.
Belirtiler ortaya çıktığında önlem almalıyız
Temelde iki çeşit öfke vardır. En sık görülen türü zamana yayılarak belli bir sürede oluşan öfkedir. Gerilen bir fay hattı gibi gerilim biriktirir ve biranda patlama yaratır. Başlarda bu gerginliğin oluşumu sırasında bazı belirtiler ortaya çıkar. Hayal kırıklığı, bedensel rahatsızlık, yorgunluk, mutsuzluk hali bunlardan bazılarıdır. İşte bu belirtiler sırasında yani öfkenin hazırlık aşamasında, işler çığırından çıkmadan önce bu belirtileri fark edip müdahale edebiliriz. Bedenimizde oluşacak rahatlık ve dinginlik zihnimizde de sert iniş çıkışlara engel olacaktır.
Öfkemizi körüklemek yerine mola vermeli veya uzaklaşmalıyız
Öfke üreten düşüncelerden zihnimizi uzaklaştırmamız çok önemlidir. Zihnimizi uzaklaştırmanın en kolay yolu kısa süreliğine fiziksel olarak ortamdan uzaklaşmaktır. Sinirsel bir kırılma yaşamadan önce bizi geren ve öfkelendiren şeyden, ortamdan, kişiden kısa süreliğine uzaklaşmayı denemeliyiz. Örneğin evde çocuklarımızla baş başayız ve çok gürültü yapıyorlar, bizi dinlemiyorlar ve sabrımız taşmak üzere… Hemen mutfağa geçebilir ve kısa süreliğine de olsa sabrımızın sınırlarını zorlayan bu ortamdan uzaklaşabiliriz. Uzaklaştığımız birkaç dakika bile sinirlerimizin yatışmasını sağlayacaktır.
İşleri biriktirmemeli ve gerektiğinde artı değer kurgulamalıyız
Ertelenen, son dakikaya bırakılan yapılması gerekenler işler stres kaynağıdır. Birikmiş işlerle başa çıkmaya çalışırken, küçücük bir kıvılcım bizi kızgınlık ve öfke durumuna sürükleyebilir. Artı değer kurgulama konusu ise biraz daha farklıdır. Örneğin işyerinde müdürümüz tarafından haksız yere eleştirildiysek veya yanlış oluşturulan sistem bizi mutsuz ediyorsa öfke patlaması yaşamadan önce kafamızda bir anlığına şunu kurgulayabiliriz; aynı işyerinde müdürlüğe terfi etmişiz ve bizi mutsuz eden konular hakkında artık karar verici biziz. Sorunları çözüyoruz ve tüm personelin daha mutlu çalışmasını sağlayıp onların takdirini ve övgüsünü alıyoruz. Bu küçük zihinsel kurgu bile rahatlatmamıza yetecek, anlık öfke ve kızgınlığımızı pozitif bir duyguya dönüştürecektir.
Aşırılıktan kaçınıp, gereksiz tartışmalardan uzak durmalıyız
Öfke hali aşırı bir duygu durumudur ve aşırıya kaçan her davranış bu durumu tetikleyebilir. Örneğin trafikte yeşil ışık henüz yanmışken arkamızdaki aracın bize uzun uzun korna çalması bir aşırılık durumudur ve hem o kişiyi hem de bizi öfke haline sokabilir. Veya evde çocuğumuza hiç dinlenme fırsatı vermeden, ondan sürekli ders çalışmasını istemek bir aşırılıktır ve hem çocuğumuzu hem de bizi öfkelendirebilir. Sakinlik halimizi korumak için aşırı davranışlardan ve aynı zamanda kızgınlık yaratacak gereksiz tartışmalardan da uzak durmalıyız. Sonucu ve kimseye faydası olmayan tartışmalar sadece zihinlerin ve ilişkilerin gerilmesine sebep olacaktır.
Anlayıp, paylaşmalı ve destek almalıyız
Bir kızgınlık ve öfke durumuyla karşılaştığımızda öfkenin altında yatan incinme veya korku gibi daha yumuşak duyguları hissetmeye çalışmalıyız. Bu duyguları kabul etmek ve anlamlandırmaya çalışmak sorunun çözümüne yardımcı olacaktır. Öfke ve kızgınlık yaratan sorunları, bu durumu körüklemeyecek güvendiğimiz bir arkadaşımızla paylaşmak da çözüm için önemli bir adımdır. Eğer tüm bunları yapamıyor ve öfkemizi kendimize ve başkalarına zararlı olacak şekillerde yönlendiriyorsak belki de artık profesyonel destek almamızın zamanı gelmiştir.