Ezgi Köse, ALL Magazine özel röportaj. Ezgi Köse sorularımızı cevaplıyor. ALL Magazine ile magazin dünyasına hakim ol.
Röportaj: Ataberk Kaçar
Hayatınızın bir döneminde 30 kilo verdiniz. Bu konuda sizi en çok motive eden ne oldu? Ayrıca yediklerinize dikkat ederken nasıl bir yol izlediniz, uyguladığınız özel bir diyet programı oldu mu?
Kendimi bildim bileli daima arkadaşlarım arasında hep en kiloluydum. Okulda en sevmediğim zamanlar her yıl yapılan boy kilo ölçümleriydi. Büyüdükçe sürekli bir şey yeme isteğim evrildi ve “nasıl kendimi daha iyi hissetmeliyim, nasıl kendimi daha mutlu hissetmeliyim” sorularının cevaplarını aradım daima. Çözüm yolu basit, uygulaması zordu aslında. Ama boğa burcu inatçılığını düşünecek olursak imkansız değildi. Üniversite birinci sınıfta arkadaşlarımla birlikte birbirimizi motive ederek diyet yapmaya ve spor yapmaya başladık. Zaman geçtikçe sadece iki kişi kaldık. Ben inanılmaz zayıfladım ve bu dönemde anoreksiya başlangıcı oldum. Her gün tartılıp 100 gram fazlam varsa o gün hiçbir şey yemiyordum. Bu sağlıksız psikolojiye düşmemek çok önemli. Büyük bir gayretle bu psikolojiden çıktım ve diyetle değil sağlıklı beslenme ve sporla hayatıma devam ettim. Artık stresli, diyetle yaşadığım bir hayat yerine daha keyifli, daha sağlıklı bir hayat vardı. Ve hem çok mutlu, hem de istediğim kilodaydım.. Sonrasında sporu hayatımdan hiç çıkarmadım. Şu anda sağlıklı besleniyorum ama canım bir şey istediğinde de yiyorum ve ertesi günlerde dengelemeye çalışıyorum. Bu süreçte öğrendiğim en önemli şey “denge”. Az ya da çok olması değil dengeli olması gerek hayatın. Yoksa her türlü sıkıntılar olabiliyor. Denge varsa hayat var benim için…
Yakın zamanda eski eşinizle evliliğiniz sonlandırdınız. Sonlandırma sürecinin biraz zahmetli olduğunu maalesef biliyoruz. Bir kadın olarak bu konudaki hislerinizi ve düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
Bir kadın olarak tek diyeceğim şu; güçlü durmayı, kendi ayaklarınızın üzerinde yol almayı hedefleyin. Beni ayakta tutan en önemli şey bağımsız, kendi işini kuran, kendi başına yol alan bir kadın olmamdı. Sahip olduğum her şeyi kendi emeklerimle kazandım. Hiçbir zaman kimse sayesinde bir adım atmadım ve bunun gururu, hazzı muazzam. Umarım herkes bunu bir gün yaşar. Ben bu süreçte çok zor şeyler yaşadım ve hala travmalarım var. Ama hiçbir şey beni yıldıramaz. Ben mutsuz olduğum yerde durmam. Kurallar yok bu hayatta… Mutluluk arayışında olun daima. Saf sevgi arayışında olun, çıkarsız, derinden ve değerli hissettiren. Ancak o zaman her şey daha anlamlı oluyor. Sizi değerli hissettiren insanlar olsun hayatınızda. Hayatta her şey olabilir. Sizi tedirgin eden, bir kadın olarak sizi beslemeyen bir ilişkide durmayın. Bırakın millet ne derse desin, onlar konuşurken siz her gün o hayatı yaşıyorsunuz…
Başarılı bir mühendislik kariyerinizin olduğunu biliyoruz. Başarınıza rağmen neden mühendisliği bıraktınız?
3 yıl boyunca dünya devi bir şirkette ve İngiltere’de mühendislik yaptım. Okurken bile istekli değildim bir mühendis kafası yoktu bende sosyal zekam daha öndeydi daima ama yine de azimli, hırslı bir mühendistim. Başarıdan beslenmek beni daima mutlu etmişti. Mühendisliği isteyerek bırakmadım aslında. Çalıştığım şirket İstanbul’da çalışmamı istemişti ve o zamanlar Adana’da yaşamam gerektiği için o şirketten ayrılmak durumunda kalmıştım. O sıralar Adana’da hem iş arıyor, hem de bir yandan para kazanmak için sosyal medya hesapları falan yönetiyordum. Influencer olmak o zamanlar bu şekilde değildi. Haliyle ben de kendi ayaklarımın üzerinde durmak için hem sosyal medyada bir şeyler yapıyor, hem de atölyeler düzenliyordum. Sonrasında bir gün bir TV programından mail geldi ve ben o gün “doğru yoldayım evet güzel şeyler olacak” hissiyle tekrardan işime sımsıkı sarıldım. O zamanlar içeriklerimi üretmek için daha çok zamanım olmuştu ve her gün bambaşka şeyler yapıyordum. Sonrasında TV programları arttı ve her hafta bir programa çıkmaya başladım. Ve tüm bunlar hesabımın büyümesine, daha çok işler yapmama sebep oldu. Daima azimli ve tutkulu birisiydim. Mühendis olarak çalışırken bile Instagram hesabımı asla boşlamazdım. Çünkü mühendisliğin benim hayatım boyunca yapabileceğim bir meslek olmadığını biliyordum. Hayat bence kendimizi tanımamız için bize fırsatlar sunuyor. Biz o fırsatları nasıl değerlendirirsek hayatımız da o şekilde evriliyor… Yani bence şikayetçi olmak yerine bulunduğumuz konumun tüm fırsatlarını değerlendirmek ve gerçekten neyi sevdiğimizi bulmamız gerekiyor. Kendimizi gerçekten tanımladığımızda hayat inanılmaz keyifli hale geliyor…
Kendiniz olmaya ne zaman başladınız? Sevdiğiniz işi yapmanızdaki en büyük etken neydi?
2016 yılında anneannemi kaybettim ve anneannem beni büyüten, hayatımda çok önemli yerde olan biriydi. Bedenine bakmaması, sağlıksız beslenmesi, onun son dönemlerde kötü olmasına sebep olmuştu ve bu ölüm beni derinden etkilemişti. 6 ay boyunca derin travmalar yaşadım. Bundan çıkmam kolay olmadı ve bu süre boyunca kendime büyük bir söz verdim: “Ben anneannem gibi olmayacağım. Hayat çok kısa, bedenime iyi bakıp hep mutlu olduğum şeyleri yapacağım” dedim. Ve ardından Instagram hesabımdan herkese farkındalık yaratmaya, sağlıklı tarifler paylaşmaya başladım. Elimden geldiğince hayat motivasyonu, tarifler paylaştım. Ve anın tadına varmak neymiş onu öğrendim. Sonra farkettim ki benim en büyük tutkum ilham olmak. Bazen bir kelimeyle, bazen bir spor hareketiyle, bazen bir şarkı, bazen bir tarif, bazen de delirdiğim saçma sapan danslarımla… Çünkü hayat çok kısa. Birilerinin eleştirileriyle kendimizi eleştirmek için, kendimize hak ettiğimiz değeri vermemek için, mutlu anlarımızın peşinde koşmamak için hiçbir neden yok… Ben de bunu yansıtmayı, mutlu dünyanın var olabildiğini, iyi niyetin hala var olduğunu göstermek için yaşıyorum.
Neredeyse her zaman pozitif bir yaklaşımdasınız. Peki pozitif olmanın bize sağladığı yararlar neler?
Daima pozitif ve mutlu olmaya çabalıyorum çünkü pozitif olmadığımda daha mutsuz ve rahatsız hissediyorum kendimi. Yaşadığım kötü olaylara odaklanmak yerine sahip olduğum şeylere ve yapabileceklerime odaklanmak bana mutlu hissettiriyor. Bu demek değil ki pespembe bir dünyam var ve hep mutluyum. Aksine günlük hayatımda çok inişli çıkışlı ruh halim var. Bazen aniden ağlarken bulabiliyorum kendimi beş dakika sonra ise hiçbir şey olmamış gibi devam edebiliyorum. Bunun tek sebebi hayatın çok kısa olduğunun ve gerçekten doyasıya yaşamam gerektiğinin farkında olmam aslında. Canımızı sıkan birçok şey olabilir. Ama bir insan kendiyle barışıksa, yaşamak için başkalarına değil kendi motivasyonuna sahipse hayat bambaşka oluyor. Hayallerim uğruna, kimseye aldırmadan hayatımı yaşamak her şeyden güzel. Biz mutluysak hayat yaşanıyor…
#GüçlüKadınGüçlüYarın sözü size ne ifade ediyor, bu sözü kullanmanızda özel bir sebep var mı?
Güçlü Kadın Güçlü Yarın benim başlatmış olduğum bir proje ve markalaştı. Artık benim markam. Bu proje ilk etapta kadın girişimcilere reklam desteği olarak başladı. Kendi sosyal medya hesaplarımda kadın girişimcilerin markalarını paylaşıp onlara destek oluyordum. Sonrasında birçok ünlü isimden destek aldı proje ve şu anda bir sürü hesaptan yürütülüyor. Ayrıca sadece reklam projesi olarak devam etmiyor. #güçlükadıngüçlüyarın projesi artık e-ticaret ve marketing platformu olarak peppythings.com’da devam ediyor. Bu platformda kadın girişimcilerin ürünleri satılıyor ve Influencer Marketing desteği sağlanıyor. Bu sayede kadın girişimciler hem marka bilinirliğini artırıyor hem de daha fazla hedef kitleye ulaşıyor. Bu platformla ilgili çok güzel hayallerim var. Umarım hepsi gerçek olur. Kadınların birbirine destek olması, zorluklara hep birlikte göğüs germesi beni inanılmaz mutlu ediyor. Kadın isterse; her şey mümkün…
Instagram’da kullandığınız Peppycooky kullanıcı adını seçmenizde özel bir sebep var mıydı? Bu kadar büyük bir kitleye hitap etmeyi bu işe ilk başladığınızda düşünüyor muydunuz?
Peppy: hayatı seven, azimli, heyecanlı; Cooky: çekici kadın demek. Aslında 1 hafta boyunca kendime isim araştırdım. Kendi adımla olmak istemedim çünkü ben Instagram’da bir kanal olmak, sağlıklı tarifler, motivasyon, spor her anlamda hayatlara dokunmak istedim. Kendime en yakın hissettiğim, en çok enerji veren ise Peppycooky oldu. İlk başlarda da şu an da aslında şu olur şu kadar büyürüm hesapları hiç yapmadım. Büyüdükçe mutlu oldum tabiki orası tartışmasız. Ama Instagram hesabımın asıl amacı ne maddi kazanç ne de çok büyümek. Ben kendimi mutlu eden şeylere odaklandığım sürece mutluyum. İster pembe dünya denilsin, ister deli denilsin. Instagram benim mutlu dünyam. Bu kadar büyüdüm diyerek ego yapmayı da sevmem. Beni seven, beni takip eden her takipçim benim için çok değerli. Birlikte bir şeyler paylaşmak çok önemli benim için. İyi ki kesişmiş yollarımız. Birbirimizden öğreneceğimiz çok şey var. Hayatıma dokunan herkese çok teşekkür ederim.
Instagram’da büyük bir kitleniz var, ister istemez her gün takipçileriniz sizden paylaşım yapmanızı bekliyor. Bu sizi nasıl etkiliyor? İyi hissetmediğiniz günlerde nasıl bir yol izliyorsunuz?
Dönem dönem çok bunaldığım günler oluyor. Ben çok hırslı ve azimliyim. Yani her gün bir şeyler paylaşıyorum, bu 6 yıldır böyle. 6 yıldır sabahtan akşama kadar her gün bir şeyler paylaşmak? Her gün yaparken çok zor gibi gelmiyor ama geçmişe dönüp baktığımda fazla yorucu. Dışarıdan bakınca eğlenceli, keyifli görünen Instagram dünyası içerisinde keyifle birlikte yoruculuğu da fazlasıyla barındırıyor. Ama deliler gibi yorulsam da ben işimi inanılmaz seviyorum. O yüzden genelde her gün paylaşım yaparım. Ama son bir yıldır biraz daha kendime alan açma, kendi iç dünyama yönelmeye odaklandım. Çünkü dışarıdan eğlenceli görünen bu hayat, içeriden çok fazla yorucu oluyor…Eğer Instagram’da veya dijital medyada bir şeyler yapmak isterseniz sürekliliğe ve yorucu tempoya hazır olmanız gerek derim…
Biraz kadın girişimcilikle alakalı konuşalım istiyorum. Sizi destekleyenlerin yanı sıra size inanmayan, yapamayacağınızı düşünen insanlara karşı motivasyonunuzu nasıl korudunuz?
Bununla ilgili çok büyük savaşlar verdim. Bir insana yapılabilecek en kötü şey desteklememek değil, destekliyormuş gibi görünüp desteklememektir. Her ne kadar etrafımızdaki insanlar daima yanımızdaymış gibi davransa da aslında hepsi yanımızda olmuyor. Ve bunun gerçekliğini anlamamız biraz zaman alabiliyor. Bu süreçte de başlamış olduğumuz serüvende kendimizi yapayalnız bir şekilde bulabiliyoruz. Ben bu şekilde yaptım tüm işlerimi. Yanımda sandığım insanlar aslında iç dünyalarında beni küçümsemeye, enerjimi düşürmeye odaklıymış. Ben kimseye aldırmadım. Kimsenin desteğini beklemedim. Kadın yapamaz erkek işi diye bir şey yok. Bu süreç bana çok fazla şey öğretti. Bu hayatta hepimiz tek başınayız. Birilerinin olduğunu bilmek size güç verir ama bir yolda yalnız olduğunuzla yüzleşmek sizi güçlü yapar. O yüzden girişim yolculuğumda tamamen değişen hayatım, yapayalnız başardığım her şey, yüzleştiğim zorluklar bana çok şey kattı. Başkalarını dinlemeyin. İçinizdeki niyete, inanca odaklanın. Sizi siz yapan şeylere tutunun. Bırakın başkaları konuşsun, yapamazsın desin. Siz de yapamam diyenlere inat… Yapın! olur mu?
Birbirinden güzel, lezzetli ve sağlıklı tarifleriniz ile mutfak dünyasında da adınız oldukça iyi bir konumda. 9-10 yaşlarındaki çocukların kermeslerinde bile sizin tariflerinizin kullanıldığı bildiğimiz detaylar arasında. 7’den 70’e ilham kaynağı iyi olduğu kadar, bir noktada ya kötü bir şey yaparsam düşüncesiyle hareket etmenize sebep oluyor mu?
Bunun için inanılmaz mutluyum. Bir şef gibi tarifler vermiyorum, tariflerim çok kolay, pratik şeyler oluyor genelde. Koşturmacalı yaşantımızda ise bu pratiklik hayat kurtarıyor bence. Pratik ve sağlıklı olduğu için çok fazla yapılıyor bence bu nedenle inanılmaz mutluyum. Tabii ki tedirginlik de oluyor ve bu sadece tarifler için değil tüm paylaşımlarım için de geçerli. Tariflerimde malzemelerle ilgili detaylar oldukça hep araştırıyorum ve ona göre ilerliyorum. Diğer paylaşımlarımda ise çalıştığım markaları titizlikle seçiyorum. Bu benim için en önemli noktalardan birisi. Mesela, ürün önerdiğim gibi, almayın dediğim ürünler de çok fazla. Yani elimden geldiğince işimi titizlikle yapıyorum. Ve bu durumdan çok ama çok mutluyum.
Peppythings tam olarak nasıl bir platform? Nasıl doğdu? Güçlü Kadınlar’ı nasıl destekliyorsunuz?
Peppythings, peppy’ce şeyler gibi düşünerek kurduğum markam. Bu markayı kurarken beni yansıtan, enerji veren ürünleri hayal ettim. Markamın ilk ürünleri termal çanta ve termos oldu. Çünkü ben İngiltere’de yaşarken Türkiye’de henüz hiç doğmamış bir tarz vardı ve insanlar termal çantalarda sürekli yemek taşıyordu. Ben de orada yaşarken bu alışkanlığı edindim ve sürekli yemek taşımaya başladım. Sonrasında ise neden kendi markam olmasın? Diyerek kendi markamı çıkardım. 3 ay önce ise markam sadece benim ürünlerimin olduğu bir platformdan çıktı ve kadın girişimcilerin ürünlerinin yer aldığı e-ticaret ve marketing platformu olarak hayata geçti. Çünkü #güçlükadıngüçlüyarın benim başlatmış olduğum bir destek projesiydi bu platformla birlikte artık benim markam oldu. Üçüncü markam tamamen kadın girişimciler için, onların markalarını daha büyük kitlelere ulaştırmak, satışlarını artırmak ve Marketing desteği sağlamak için. Bu markam için çok fazla hayalim var. Bu hayaller benim için çok büyük. Umuyorum ki, kadın girişimcilere de güç verir ve hep birlikte hayallerimizi yaşarız. Kadın isterse yapamayacağı hiçbir şey yok. Buna eminim. O yüzden ilham olmaya, yapamazsın diyenlere inat yapmaya ve daima başarmaya devam. İyi ki kadınız. Tüm güçlü kadınlara yürekten sevgiler!