Net bir duruş, etkileyici bir aura. Bizler seni birçok kelimeyle tanımlayabiliyoruz ancak seni tanımadan önceki yaşamını da merak ediyoruz. Bugünkü duruşunun sinyallerini çocukluk yıllarında veriyor muydun, o yıllardaki hislerini nasıl tanımlarsın?
Çocukken bambaşka bir dünyam vardı. Çok sakin bir çocuktum ama hayal gücüm inanılmaz güçlüydü. Kendime ait bir evren kurmuştum sanki; orada her şey mümkündü. Müzik hep vardı içimde. O zamanlar bugünkü Simge olacağımı tabii ki bilmiyordum ama bir şekilde içimden bir ses, ‘’Senin yolun bu’’ diyordu. Çok sevdiğim, hayran olduğum müzisyenler vardı. Onları izlerken içimden şöyle bir şey geçerdi: ‘’Ben de bir gün sahnede olacağım.’’ içimde hep o hayalle yaşıyordum. Ergenliğe geçerken o hayaller beni ciddi anlamda yönlendirdi. Ben gerçekten çok istedim, çok çalıştım. O hayalin peşinden gitmek için emek verdim, kendimi geliştirdim, vazgeçmedim. Şimdi buradayım… Ve bazen sahnede dururken, çocukken kurduğum o hayali hatırlıyorum. İçimden diyorum ki, ‘’Bak… Oldu.’’ Bu hissi anlatmak zor ama çok kıymetli. O yüzden gençlere hep şunu söylüyorum: Hayal kurun. Gerçekten isteyen biri için imkansız diye bir şey yok.”
Bazen etrafımızda gelişen olayların akışı oldukça hızlı olabiliyor. İyi ya da kötü fark etmez; yaşadıklarını sindirebildiğin, geçmişi düşünüp ona göre geleceğe yön verdiğin bir dönemde misin? Neler hissediyorsun şu sıralar; akışa teslim mi, kontrollü bir ilerleyiş mi?
Şu sıralar kontrollü bir şekilde akışa teslimim diyebilirim. Hayat her zaman bizim planladığımız gibi gitmiyor; bazı şeyler senin dışında gelişiyor ve o anlarda teslim olmayı öğreniyorsun. Ama tamamen kendini boşluğa bırakmak da bana göre değil. Ben genel olarak kendi işinin kontrolünü elinde tutmayı seven biriyim. “Kontrol neydi?” diye sorsan, benim için bu: Teslim olurken bile bilinçli kalmak. Yani evet, bazı şeylerin akmasına izin veriyorum ama o akışta savrulmuyorum. Yönümü, niyetimi, sınırlarımı biliyorum. Geçmişe dönüp baktığımda, bugün geldiğim noktada kendimi çok daha farkında hissediyorum. Daha temkinliyim, daha kontrolcüyüm ama bu beni sıkıştıran bir şey değil; tam tersi, daha huzurlu hissettiriyor. Ne yaptığımı, neyi neden yaptığımı biliyorum. Şu an hayatımda ilk kez bu kadar netim.
Karmaya inanır mısın; bazen kurduğumuz bir cümlenin, keskin konuştuğumuz bir konunun geri dönüşü olabiliyor. Dikkat ettiğin bir durum mu?
Evet, karmaya inanıyorum. Ve sadece ona değil, kelimelerin gücüne de inanıyorum. Çünkü gerçekten söylediğimiz her şeyin bir enerjisi var. Bu enerjiyi küçümsememek gerekiyor. Bazen ağzımızdan çıkan bir cümle, tahmin bile edemeyeceğimiz şekilde geri dönebiliyor.
Ben de bunu hayatımda defalarca deneyimledim. O yüzden cümlelerime çok dikkat ediyorum. Negatif söylemlerden uzak durmaya çalışıyorum. Daha olumlu düşünerek, pozitif kalmaya gayret ediyorum çünkü bunun sadece beni değil, çevremdeki herkesi etkilediğini fark ettim. Kısacası, ne düşünüyorsak oyuz, ne söylüyorsak onu yaşıyoruz gibi geliyor bana.