Pamuk Prenses olarak bildiğimiz Margarete, Almanya’da Kont Philip von Waldeck’in ilk evliliğinden olan bir asilzadeydi. Dört yaşında annesini kaybeden Margarete’nin babası bir süre sonra tekrar evlendi. Evlendiği kadın Katerina von Hasselt’de kendisi gibi soyluydu ve güzelliğine çok önem veriyordu.

Margarete 16 yaşında siyah saçlı, beyaz tenli çok güzel bir genç kız olmuştu ve üvey annesi tarafından güzelliği kıskanılıyordu. Babası çareyi Margarete’yi Brüksel’de yaşayan amcasının yanına göndermekte buldu. Margarete Brüksel’de İspanya kralının oğlu II. Philip’i kendine aşık etti. Fakat o dönemde evlilikler ittifak kurmak amacıyla yapıldığından Philip’in babası evliliğe karşı çıktı.

Prens babasının ısrarlarına rağmen Margarete’den vazgeçmedi. Bir gün Margarete 21 yaşındayken aniden hastalığa yakalandı ve bu hastalık ölümüyle sonuçlandı. Ölüme yaklaşırken yazdığı vasiyetnamedeki titrek yazıdan anlaşıldığı kadarıyla zehirlendiği düşünüldü. Üvey annesi birkaç yıl önce öldüğü için Margarete’yi zehirlemesi mümkün değildi, bu sebeple cinayeti Kral’ın işlediği düşünüldü.

Margarete’nin babası Kont Philip von Waldeck bakır madenlerine sahipti ve bu dar madenlerde çocuk işçiler çalışıyordu. Günde 12 saat çalışan çocuklar uzayamıyor ve sırtlarında kambur çıkıyor ve saçları beyazlıyordu. Bu sebeplerden dolayı bu çocuklara cüce deniyordu. Masaldaki 7 cüceler onlar olabilir mi?
Margarete’nin ölümünden birkaç yıl sonra bahçesinden meyve çalan çocuklara zehirli elma vermeye çalışan bir adamın tutuklanması ise masaldaki zehirleme yolu olan elmayla uyuyor.
19. yüzyılda Grimm Kardeşler’in kaleme aldığı bu öykü halk arasında asırlardır dolaşan Margarete’nin hikayesi olabilir mi?