Toprağın, havanın, ruh halimizin değiştiği bugünlerde yaşımız kaç olursa olsun yenilendiğimizi ve taze bir mood’un bizi olumlu yönde etkilediğini hepimiz hissedebiliriz. Bu, bazen çocukluk günlerine ait bir anının verdiği duyguya benzer bir şekilde ortaya çıkar bazen de hiç tatmadığımız bir hissin uyanması ile. Yeni duygular gençlik aşısıdır. Biz de bu mevsimi özel bir gençlik sayısı ile kutluyoruz. Kapağımızda da son zamanların en çok konuşulan genç yıldızı Afra Saraçoğlu var. “Kardeş Çocukları” dizisinde gösterdiği performans ile gittikçe yükselen bir ivme kazanan Afra daha 21 yaşında. Onunla vahşi doğada, mevsimin uyanışını gözlemliyoruz. Ve Afra’nın gençliği bizlere adeta ilham veriyor.
Oyunculuk nasıl gidiyor?
Her şey şimdilik güzel. Güzel çünkü hayalini kurdugum bir işi yapmanın keyfini sürüyorum. Onun dışında dizi setleri yogun geçiyor. Çok çalışıyoruz.
“Kardeş Çocukları” dizisinde ters köşe, sürprizli bir karakteri canlandırıyorsun. Başka bir deneyim olmalı senin için. Karakterde seni çeken ne oldu?
“Hayat”, güçlü inatçı ve kararlı bir ruh. Sevgisini de öfkesini de aynı samimiyetle, yüksek duygularla yaşar, ancak kin tutmaz. Hakkını savunmayı çok iyi bilir, cevvaldir; zaman zaman yırtıcılığa varabilecek kadar cevval üstelik. Kafasına koyduğu hedefe yürüme konusunda kararlıdır. Önüne çıkan engeller -ki çoğu zaman Hayat’ın yolu engellerle doludur- onu yıldırmaz, aksine kışkırtır. Yapamazsın dendikçe daha çok yapmak ister! Olmaz dendikçe, oldurmak için çabalar. Bu özellikleri beni çeken esas şeyler oldu.
Zor karakterleri canlandırmayı seviyorsun. Seni beslediklerini söyleyebilir miyiz?
Mesleğim adına bana tecrübe katıyor. Kişiliğimden farklı ve zor karakterleri canlandırmak bana oyunculukta objektif olmayı öğretiyor.
“Hayat”ın travmalarına nasıl çalıştın?
Spesifik olarak cevap veremem ama bütününe bakıp her özelligini ince ince çalıştım diyebilirim.
Hayat çok hırslı bir karakter. Bu karakterin hırsını sen nasıl yorumluyorsun?
Diziden yola çıkarsak bence bir insanda hırstan ziyade azim olmalı. Ben istediklerim için sonuna kadar savaşırım. Kararlıyımdır. Ama hırslanıp bu hırsın bana zarar vermesine izin vermem. İnsanlar haklarını doğru aramayı bilmedikleri için çoğu zaman birçok kötü şeye sessiz kalıyorlar. Ancak arkalarında bir güvence hissetmiyorlar o sebeple de haklarını yeteri kadar arayamadıklarını düşünüyorum.
Kendi kuşağını kadın hakları konusunda daha bilinçli görüyor musun?
Kendi kuşağımı daha bilinçli görüyorum, ülkemizde her yıl okuma oranı artıyor ve daha da bilinçleniyor.
Güzel bir ilişkin var. Senin için aşk ne demek?
Benim için aşk ayrıyken de onu düşünmektir. Gururun olmadığı ve sürekli onsuzken kalbinin burukluğunu hissettiğin bi duygu… Sevmek zaman ayırmaktır; boş zamanları doldurmak değil.
Ailenle ilişkilerin nasıl? “Ev” dediğimiz kavram senin için ne anlam ifade ediyor?
Ev benim huzur bulduğum yer. Günün sonunda eve gidince kendimi güvende ve huzurlu hissediyorum. Ailemle ilişkim hep yakın olmuştur. Onların desteği ve güveni benim için her şey demek.
Çok genç yaşında gerçekten çok başarılı oldun. Bu seni heyecanlandırıyor mu? Planların neler? Yolunu nasıl çiziyorsun?
Hedeflerime erkenden ulaşabilmek tabii beni heycanlandıyor. Bu konuda çok azimliyim. Yerimde saymayarak her gün daha da gelişerek ilerlemeyi planlıyorum ve bunun için çalışıyorum. Farklı fikirlere her zaman açığım.
Sinema kariyerin de var. Hatta ilk olarak beyaz perdede başladın. Senin için sinema ne ifade ediyor?
Tutku! Sinemada aslında içinde bulunduğum karakteri kısa sürede verebilmenin heyecanı içinde oluyorum. Dolayısıyla sinema projeleri beni her zaman daha çok heyecanlandırıyor diyebilirim.
Arkadaş grubunda nasıl tanınırsın? Seni tanımlamak için en çok kullandıkları kelime nedir?
“Çılgın”. Sürekli beklenmedik şekilde farklı tepkiler vermemden kaynaklanan bir lakap benim için.
Çok gençsin ve önünde upuzun bir yol var. Kendine koyduğun bir hedef var mı?
Kesin bir hedefim yok aslında küçük adımlarla ulaşmak istediklerim var. Ana hedefim işimde dünya çapında başarılı olmak.
Çok çalışmanın dışında “bir şeye inanmak” dediğimiz kavram seni ne kadar besler? Zihninde nasıl bir yolculuğa çıkarsın?
Bir şeye ne kadar çalışırsan çalış ve o şey seni ne kadar zorlarsa zorlasın inanarak yaparsan yorulmazsın. Mental olarak başaracağına inandığın bir şey seni güçlendirir.
Dünyanın geleceği ile ilgili neler düşünüyorsun? Her zaman umutlu olanlardan mısın yoksa her şeyin kötüye gideceğini düşünenlerden misin?
Dünyanın geleceğinin kötüye gideceğini savunmam yanlış olur çünkü her şey yine bizim elimizde. Bu nedenle olumlu bakıyorum. Ne de olsa eğer kötü düşünürsek ve her şeyi kabul etmeye başlarsak çözüm üretmeyi de bırakmış oluruz öyle değil mi?
Röportaj ALL Nisan 2019 sayısında yayınlanmıştır.
Fotoğraf: ALİ YAVUZ ATA
Moda editörü: CEREN ÇETİNOĞLU
Saç: İBRAHİM ZENGİN
Makyaj: BURCU TAŞ