- Her yaratım sürecinin bir başlangıç noktası vardır. Sizin Pina Plant & Decor’u yaratma hikayeniz nasıl başladı?
Aslında benim için hayatımın dönüm noktasıydı. Pandeminin daha ilk haftasında işten çıkarıldım. Uğruna yıllarca emek verdiğiniz kariyerinizin bir çırpıda yok olması sizi nasıl etkiler bir düşünün.
Herkes gibi beni nelerin beklediğini bilmediğim bu umutsuz ve kaygılı dönemin daha en başında kendim için olan bu krizi fırsata çevirmem gerektiğini düşündüm.
Şüphesiz ki bitkiler hepimize inanılmaz huzur veriyor. O dönemki stresimi azaltmak adına evde küçük uğraşlar bulmaya başladım. Beton saksılarda minik sukulent aranjmanları yapıyordum. Oldum olası bitkileri çok severdim. Bir arkadaşımın yardım çağrısı üzerine, çömlek saksılardan ve kaktüs aranjmanlarında oluşan bir vitrin tasarımı yaptık. Ortaya çıkan manzara çok hoşuma gidince, bunun benim için bir hobiden ziyade iş olabileceğini anlamamın akabinde tüm odağımı bitkilere kaydırdım. Bu esnada yaptığımız proje, müşteri tarafından da çok beğenildi ve o zamana kadar sadece bir hobi sayfası olan Instagram hesabım, çevremden ziyade daha fazla kitleye hitap etmeye başladı, etkileşimim arttı.
Bir takım online eğitim ve araştırmaların ardından dijital markamı oluşturup, Instagram üzerinden online bitki satışına başladım.
O dönem sıklıkla yakın çevreme hitap ediyor, pandeminin en buhranlı zamanlarında evden çalışan plaza insanları için evlerini daha yaşanılır bir hale getirmek adına, ulaşabildiğim herkesin evini yeşillendiriyordum. O günden bugüne birçok eve dokunduk, bu benim için tarif edilemez bir gurur.
- Bitkiler tabiatın bir parçasını oluşturuyor. Aslında yaptığınız işin de yaşam ile birebir bağlantısı olduğunu söyleyebiliriz. Peki işinizin doğa ile olan etkileşimi sizi nasıl hissettiriyor?
Dediğim gibi, herkesin hayat standartlarının değiştiği bir dönemdeyiz. İnsanlar eskiden homeoffice çalışarak sosyalleşebiliyordu, şimdi ise sosyalleşmek için ofislere koşuyor. Ve biz bu stresli dönemde kendimizi huzurlu hissetmenin yollarını arıyoruz. Çünkü doğaya dönmeye, kendimizi dinlemeye açız.
Kuşkusuz bunu yapabilmenin en iyi yolu bir yeşile sarılmak, toprağa dokunup negatif enerjilerden arınmak. Zira buna hepimizin ihtiyacı var.
Evinde, ofisinde kısacası yaşam alanlarında bitkilere yer veren insanlar çok daha huzurlu oluyorlar. Bu süreçte evini amazon ormanlarına döndürenler de var 😊 Betonlaşmanın bu kadar içinde kaldığımız, yeşile hasret olduğumuz bu evrende evimizde kendi ormanlarımızı yaşatmamız bana istediğim huzur ve motivasyonu veriyor. Kendi evimi yeşillendirdiğim kadar müşterilerimin de evlerine dokundukça da huzur buluyorum.
Benim için yaptığım her proje çok özel ve butik. Tüm müşterilerimi tanıyorum, hepsiyle tek tek kendim ilgileniyorum. Evinde kendi küçük tabiatını kurmak isteyen; bu bir küçük kaktüs de olsa devasa salon bitkisi de olsa; herkesle aynı mutluluğu paylaştıkça işime daha sıkı sarılıyorum.
- Sıradanlıktan uzak, özgün konseptlerinizle adınızdan bahsettiriyorsunuz. Bunlardan biri de özel danışmanlık hizmetiniz. Peki müşterilerinize ne gibi danışmanlıklar veriyorsunuz?
Verdiğimiz hizmetler şöyle: Bitki danışmanlığı, Mekan tasarımı ve Bitki Bakımı
Yukarıda da bahsettiğim gibi butik çalışmayı daha doğru buluyorum. Bu sayede müşterilerimin beklentilerini tam olarak karşılayabildiğime inanıyorum. Daha somut anlatmak gerekirse; büyük bir peyzaj projesi de olsa, küçük bir online satış da olsa öncelikli olarak müşteri ile temasa geçerek beklentilerini anlamakla işe başlıyorum.
Bitki danışmanlığında beklentilerini öğrendiğim müşterilerimin o beklentilere ve bitkinin konumlandırılacağı alana en uygun ürünleri seçmesine yardımcı oluyorum. Burada hem bitki hem de saksı seçimlerinden bahsediyorum. Bazen beklentilerin ötesinde tamamen bitkinin beklentilerini göz önünde bulundurarak müşteriyi yönlendirmek gerekiyor. ( Örneğin plastik saksı ya da drenajsız saksı isteyen müşterilerime, drenajın önemini ve saksıda özellikle çömlek saksıların önemini anlatarak yönlendirme yapıyorum. Sonuçta kullandığımız ürünler yaşayan varlıklar, onların konforu estetik kaygılarımızın önünde olmalı)
Bitki Bakımı ise danışmanlığını verdiğimiz ya da müşterilerimizin hali hazırda elinde bulunan bitkilerin periyodik bakımlarını yaptığımız hizmetimiz. Bunu iki şekilde yapıyoruz; ya müşteriler bitkilerini Bostancı’daki atölyemize getiriyor, ya da bizler direkt olarak mekanda bakım yapıyoruz.
Mekan tasarımında ise biraz daha orta ölçekli iç mekan yeşillendirmesinden bahsedebiliriz. Öncelikle mekan keşfi yapıyor ve müşteri beklentilerini öğreniyoruz. Ardından tüm ihtiyaçlarımıza cevap verecek ürünleri müşteriye sunuyor ve uygulamasını yapıyoruz. İç – Dış mekan fark etmeksizin aynı süreçleri uyguluyoruz. Ortaya çıkan sonuçlar bizi her zaman mutlu ediyor.
- Mekan tasarımı konusunda da geniş kitlelerle buluşuyorsunuz. Bu konudaki hizmetleriniz nelerdir?
Mekan tasarımında yukarıda bahsettiğim süreci detaylandırayım. Öncelikle mekan keşfiyle başlıyoruz. Mümkünse bizzat gidip görmeyi tercih ediyoruz. Mekanın fiziki koşullarına ve müşteri beklentilerine en çok uyum sağlayacak bitkileri seçiyor ve onaya sunuyoruz. Akabinde seçilen bitkilere en uygun saksı seçeneklerini sunuyor ve onayını aldıktan sonra proje uygulamaya başlıyoruz.
Hatta bazen büyük ölçekli projelerde 3D çizimler ve bir takım photoshop çalışmasıyla, çekilen boş alanlara bitkilerin fotoğraflarını koyarak moodboard’lar oluşturuyoruz ki proje müşterimizin kafasında canlansın ve içine sinebilsin.
Burada beklentileri doğru yönetebilmek çok önemli. Örneğin çoğunlukla çalıştığımız tekstil sektöründe müşterilerimiz kendi ürünlerini çekebilecekleri fotoğraf çekim alanı yapmamızı istiyorlar. Bu noktada kendilerine konsept önerilerimiz oluyor. Bu bazen etnik desenlerin, tropikal bitkilerin yer aldığı Fas, Afrika konsepti olurken, bazense daha kuzeylere İskandinav tarzı tasarımları öneriyoruz. Tasarımlar nasıl olursa olsun her zaman bitkiyi bu konseptlere dahil edebiliyoruz. Mesela daha Fas ve etnik izlerin olduğu konseptlerde dev kaktüsler, tropikal bitkiler kullanıyoruz. İskandinav konseptlerde ise daha çok yeşil yapraklı ve bakımı kolay olan dayanıklı bitkiler öneriyoruz.
Tabii bu süreç bizi bitkinin dışına da itmeye başladı. Özellikle son 1 sene içinde sıkça yaptığımız mekan tasarımlarında farkettiğimiz dekorasyon ürünü açığını da kendi Ev Dekorasyon markamı kurarak bir nebze de olsa karşılamaya çalıştım. Hep bitkilerden ve peyzajdan bahsettim ama bir de ev dekorasyon sayfamız var. Burada mumlar, hasır ve bambu sepet ve diğer ürünler, cam objeler ve seramik objelerden oluşan geniş ürün yelpazesi olan bir girişimden söz ediyorum. Özellikle tasarımını yaptığımız mekanlarda seramik objelerle bitkilerin uyumlarını çok beğeniyoruz.
- Sizi siz yapan tüm bu özellikler sektörde öne çıkmanızı sağlıyor. Peki bu konuda bir eğitim alarak mı yola başladınız yoksa içinizdeki sevgi mi sizi bu yaratıma yönlendirdi?
Maalesef ki bu konuda akademik bir eğitim almadım. Teknik bilginin yanında daha çok estetiğe ve bu işe olan sevgiye önem veren biriyim. Bu yola çıkmadan hemen önce yaklaşık iki aylık bir sürede online eğitimler aldım, bolca araştırma yaptım.
Tabii iş peyzaj kısmında geldiğinde, benimle birlikte çalışan işinin ehli peyzaj mimarları ve iç mimar dostlarım, paydaşlarım var. Hepsiyle proje bazlı çalışmaktan büyük keyif alıyorum. Her adımımda beni destekliyorlar, sağ olsunlar.
- Her bitkinin kendine özgü özelliği ve yapısı olduğunu biliyoruz. Siz bitki seçimlerinizi neye göre yapıyorsunuz?
Bizim bitkiyi değil, aslında bitkinin bizi seçmesi gerekiyor (dahası bizim yaşam alanımızı) Kendi alanımızda yaşamayacak hiçbir bitkiyi evlat edinmemeliyiz. Sahip olduğumuz mekanlar ışık ve ısı açısından elverişli ise, bu konuda mutlu olacak bitkiler seçmeliyiz. Ama üzülmeyin daha loş hatta karanlık ortam seven bitkilerimiz de var 😊
Örneğin palmiye türleri, kaktüs türleri ve çiçekli bitkilerin geneli bol aydınlık ortam severler (direkt güneş değil, buna dikkat. Sadece kaktüsleriniz varsa direkt güneşe maruz kalabilir, o da aşırıya kaçmadan) Mekanlar ne kadar aydınlıksa bitkiler o kadar memnun olacaktır. Bu yüzden evimizde ışığı daha faydalı kullanabilmeniz adına mümkün mertebe beyaz ya da açık renkli duvar kullanmanızı tavsiye ederim. Bitkilerimiz perde arkasında olsa daha iyi olur. Zira direkt camın önünde konumlandırılan bitkiler mercek etkisine maruz kalabilir, bu da bitkide yeterli nem verilmediği takdirde yanmalara sebep olur. Nispeten daha loş bir alanınız varsa, düşük ışığa karşı toleransı yüksek bitkiler tercih edebilirsiniz. Bunlar Zamia, Dracena ve Sansevieria (Kılıç) Türleri olabilir.
- Bir konuya daha değinmek isterim. Bitkilerimizi nasıl seçeceğimiz kadar nereye seçeceğimiz de önemli. Mesela hangi bitkiyi nerede kullanmalıyız? Bitkilerin faydası var mı?
Öncelikle orkideden bahsedeyim çok kısa. Orkideler renkli ve dolgun yapılarıyla estetik olduğu kadar bizler için de önem arz etmektedir. Orkidelerin iç mekan boyalarında kullanılan ve zararlı olduğu bilinen ‘’ksilen’’ maddesini emdiği söylenir, tatlı görünümünün yanında bu da orkideyi yatak odasında ‘’kesin olmalı’’ dediğimiz bitkiler arasına sokar. Onun dışında yatak odasında havayı temizleyen bitkiler tercih edilebilir. Bu konuda Nasa’nın bir araştırması var. Bu araştırmaya göre Palmiye türleri, kılıç bitkileri yatak odasında havayı temizlemeye yardımcı olur. Bunun dışında rahatlatıcı etkisi bilinen Lavanta bitkisi de hem güzel bir koku bırakır, hem de rahatlamaya yardımcı olur, bu yüzden yatak odalarında mutlaka öneririm. Yasemin vardır bir de, yaseminin de kokusu hem kişilerdeki kaygı durumunu azaltır hem de sakinleştirmenin yanında algılama konusunda da fayda sağlar.
Banyoda nem ihtiyacı yüksek bitkiler kullanabiliriz. Klasik bambular cepte dursun, dağ palmiyesi, pilea ve alocasia türleri banyoda nem ihtiyacını karşıladıkça dekorunuzda da fark yaratacaktır. Tabii banyolarımızın aydınlık olduğunu düşünürsek. Bir de banyolar için okaliptüs demeti tavsiye ederim. Şoklanmış okaliptüsler buharla birleştikçe doğal kokusunu salgılar bu da bronşit hastaları için oldukça önemlidir. Bir demet okaliptüsü duş başlığına asarsanız suya temas etmediği müddetçe uzun süre bu ferahlığı hissedersiniz.
Salonlarda ise yine ışık el verdikçe geniş yapraklı bitkiler kullanılabilir. Örneğin starliçe ya da ince ve sık yapraklarıyla dolgun bir form oluşturan Areka Palmiyesi. Ne olursa olsun bitkilerinizin yapraklarının duvara ya da mobilyalara temasından kaçının, bitkileriniz özgür olsun.
Bitkiler için mekan kadar kullanılan saksının da önemi büyük. Ben her daim hava alan çömlek saksılardan yanayım. Mümkünse natürel turuncu rengini kullanın, değilse renk alternatiflerinize göre boyatabilirsiniz. Çömlek saksılar geçirgenliği fazla olan saksılardır. Olası fazla sulama durumlarında topraktaki fazla suyu emebilirler. Saksıların altlarının mutlaka delik olması iyi bir drenaj sistemi sağlar, fazla su topraktan akmalıdır. Saksıların altında tabak kullanılması bu yüzden önemlidir. Delik olmayan saksı kullanılacaksa da, saksının belirli bir kısmı dolgu malzemeleri içe doldurulmalı ve toprağın drenajına izin verilmelidir. Kaktüsünüzü deliksiz bir saksıya dikecekseniz mümkün mertebe boyu yüksek bir saksı kullanın.
- Sosyal medyadaki paylaşımlarınız da insanların içindeki bitki ve kaktüs sevgisini ortaya çıkarıyor. İlerleyen süreçlerde Pina Plant & Decor’u yeni dijital projelerde görebilir miyiz?
Piña Plant&Decor aslında dijital bir projeden ibaretti. Doğum gününüzde, yeni işe başladığınızda size bilinen satıcılardan gelen aynı çiçeklerden sıkılan ve fark yaratacak bir ürün arayan sevdikleriniz için daha butik bir yaklaşımla farklı tasarımlar sunmak üzere çıkılan bir yoldu aslında. Tabii bu süreçte işlerin büyümesi ile Bostancı’da fiziki bir mağaza da açtık. Ancak hala daha dijital platform bizim önceliğimiz. Ben dijital işlere çok motiveyim. Kış döneminde tasarlayarak bahar başlangıcında yani bitkilerinizin bize en çok ihtiyaç duyduğu dönemde, sizleri doğru yönlendirebilmek adına Youtube, ya da IGTV gibi alanlarda bitki bakımı, saksı değişimi vs gibi eğitici projeler yapmak istiyoruz, ama bakalım 😊 Bildiğimizi, tecrübe ettiğimizi anlatmaktan keyif duyuyoruz.
Onun dışında fotoğraf ve klip çekimleri gibi dijital işler için de kapımız herkese açık.
- Evcil hayvanları olanlar genelde evlerine bitki alma konusunda tereddüt yaşayabiliyor. Onlara ne gibi önerilerde bulunursunuz?
Öncelikle evcil hayvanınızı tanımanız lazım. Yine de bir garantisi yok ama patili dostunuzun davranışlarına göre bitkilere yaklaşımınız şekillenmeli. Toksik bitkilerden mümkün mertebe uzak durmanız gerekir. Bunlardan Zamia, Monstera, ve Difenbahya türleri en bilinenleri. Bunların haricinde Dua Çiçekleri (Calathea Türleri), Palmiye Türleri toksik olmayan türler; bu türleri tercih etmenizi tavsiye ederim.
İstisnalar da oluyor tabii, evinde yerde birçok toksik bitkisi ve 4 kedisi olan arkadaşım var 😊
- Son olarak markanızın ismini merak ediyoruz. Sizin için anlamı nedir?
Piña, İspanyolca ‘ananas’ demek. Ananas hem bir bitki (üzerinde minik meyvesi olan iç mekan bitkisi) hem de benim en sevdiğim meyve 😊 Bir de sahiplendiğim kedimin ismi.