Teoman, Türkiye’de hit çıkarma konusunda rüştünü çoktan ispatlamış bir müzik adamı, bir rock şairi! O yüzden artık deyim yerindeyse popüler olanın peşinden koşmak yerine gönlüne göre takılıyor, denemekten korkmuyor. Yeni yayınladığı şarkısı Düello bu serbestliğe en güzel örneklerden biri olmuş. Asla dillere dolansın, her yerde çalınsın diye yapılmamış. Bu çok belli… Zaten kendisi de “Meraklısı için yaptım bu şarkıyı” diyor. Düello karanlık sözleri ve müziğiyle hayatla, ölümle, kaderle bir iç hesaplaşma şarkısı. Derinden gelen ve karanlık, iç gıcıklayan düşük akortlu, sert gitarlar, şiirimsi, hırıltılı mırıldanmalar… Kıldan ince, kılıçtan keskin depresif bir hayat köprüsünden bildiren sözler!
Her defasında yenilse de kendini aramaya devam eden bir rock ozanının, yaşamla ölesiye düellosunu anlatıyor. “Kendi sonumu arıyordum aslında / Geçmişimin, geleceğimin toz toprağında / Gözlerimi kapatıyordum yaşlar sızıyordu / Hazzının peşindeydim sonsuz açlıklarımın…”
Önümüzdeki günlerde yayınlanacak Ben, Zargana, Deus Ex Machina albümüne de eklenecek olan şarkı için şöyle diyor Teoman: “Aynı temalara değindim bu şarkıda da; hızla geçen zamanın, yaklaşan ölümün korkutuculuğu…”
Hızla geçen zaman, yaklaşan ölümün korkutuculuğu… Teoman dinleyenler için tanıdık temalar aslında. Ne diyordu bir şarkısında: “Vakit bir türlü geçmezken, yıllar hayatlar geçiyor…”
Düello’da da kendi içine bakıyor, kendinden kendine sesleniyor, kendinden kendine bir yolculuğa çıkıyor Teoman; “Bırakıyorum şimdi mecburen bir elveda / O rüzgarın kucağına / Aşağıya bakıyorum tir tir titreyip / Kendi dipsiz uçurumumdan” sözleriyle…
Gitar sihirbazı İstanbul’da
Steve Vai ile birlikte özellikle rock ve heavy metal camiasının önde gelen gitar virtüözlerinden, nam-ı diğer gitar sihirbazı, İsveçli müzisyen Yngwie Malmsteen, 6 Temmuz 2024 gecesi, en iyi hitlerinden oluşan bir set list ile 20 yıl aradan sonra Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’nda sahne almak üzere Epifoni organizasyonuyla ülkemize geliyor.
41 yıllık müzik kariyerinde TIME dergisinin “Tüm Zamanların En İyi 10 Elektrik Gitaristi” arasında yer alan, inanılmaz stili, yaratıcı kişiliği ve besteleri ile rock tarihine adını altın harflerle yazdıran Malmsteen, günümüz müzik dünyasına birçok yenilik getirdi. Eserleri ile bir nevi devrim yaparak pek çok müzisyenin bakış açısını değiştirdi. Parlak, üretken kişiliği ve bir besteci olarak, her zaman müzik dünyasında en üst sıralarda yer aldı. Onlarca altın ve platin plağa, dünyanın dört bir yanındaki gitar dergilerinden aldığı 50’den fazla ödüle sahip. Kısacası Malmsteen “Abi adam çok hızlı çalıyor”dan çok daha yüksek mertebelerde takılan bir müzik adamı. Bu konser kaçmaz!
İstiklal Caddesi’ne aşk mektubu!
Melisa Uzunarslan çok yönlü müzikal kimliğiyle dikkat çeken bir şarkı yazarı ve solist. Şarkı sözü ve beste verme konusunda son derece ketum olan Mazhar Alanson’un iki şarkı sözüne yaptığı besteyle de müzik çevresinden “yıldızlı pekiyi”ler almış bir ses… Üretkenliğiyle Mazhar Alanson’un da ilgisine ve övgüsüne “mazhar” olan Uzunarslan yeni şarkısı “İstiklal Caddesi” ile bu kez çok sevdiği caddeyi selamlıyor.
Kemancılığı, söz yazarlığı, besteciliği, multi-enstrumantalist kimliği ile üretimlerine son sürat devam eden sanatçının yeni şarkısında da söz ve müzik kendisine ait. Vaktiyle her yönüyle adeta küçük bir sanat şehri olan, ama son yıllarda yavaş yavaş bu kimliğinden uzaklaşmaya başlayan, her genç neslin aklında eşsiz anılar bırakan İstiklal Caddesi’nin daha çok eski hâline bir özlem barındırıyor şarkı.
Son söz Uzunarslan’dan: “2013’te yazdım bu şarkıyı. Çocukluğum, gençliğim tüm sosyal hayatım Beyoğlu’nda geçti. Çocukluk arkadaşlarımla 90’ların sonu 2000’lerin başında kültür sanatla, gece hayatıyla, tarihi dokuların arasında sahaflarla, Yeşilçam Sokak’ta, Balo Sokak’ta, sanatçıların, üniversitelilerin, entelektüel sohbetlerine misafir oldum pasajlarda… Yeni kuşak da bu hisleri yaşasın istiyorum. İstiklal sen hep bizim kalacaksın!”
Piyanoyu giyinmiş bir adam!
Ses tonunda, hâlinde tavrında tıpkı artık ruhen bütünleştiği enstrümanı piyano gibi berrak, sakin bir tını var. Konuşmasında bir ritmi takip ediyor sanki. Bir iç ritmi var… Hani vaktiyle, gençlik yıllarında bir punk-rock grubu elemanı olduğunu bilmesek hayatı hep dingin yaşamış, sessizlik okulundan birincilikle mezun olmuş olmuş diyeceğiz.
Dünyaca ünlü Rus piyanist Evgeny Grinko’dan bahsediyoruz… Kendisi Türkiye’de o kadar seviliyor ki, şehir şehir gezip konserler veriyor. İçe dönük, ruh okşayan, dinleyeni kendi iç dünyasına götüren bir müziği var. Aynı zamanda sıkı bir besteci…
Grinko Bir Aşık Veysel klasiği Uzun İnce Bir Yoldayım‘ın merakla beklenen klibini yayınladı. Sanatçı aynı zamanda 3 Temmuz Çarşamba günü Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’nda ruha dokunan büyüleyici yeteneği ile hayranlarının karşısına çıkacak. Peki neden Aşık Veysel ve Uzun İnce Bir Yoldayım? Sanatçı şöyle anlatıyor: “Öncelikle şarkının sözleri beni çok derinden etkiledi ve de Aşık Veysel’in müzikal yaklaşımını kendime yakın hissettim. Şarkıyı her ne kadar enstrümantal olarak kaydetmiş olsam da sözleri hayatı çok sade ama etkileyici bir dille anlatıyor. Ayrıca Türkiye’de, Azerbaycan’da ve İran’da verdiğim konserlerde kat ettiğim binlerce kilometre beni bu şarkıya daha da yakın hissettirdi. Aslında bu şarkıyla bugüne dek konserlerime gelen Türk dinleyicilerime bir teşekkür etmek istedim.”
Göksan Göktaş’ın diğer yazıları:
İsveçli melodik death metal grubu In Flames yılın en sert gecesi için İstanbul’da!