İşitme kaybı, dünya genelinde milyonlarca bireyin yaşamını etkileyen önemli bir sağlık sorunudur.
Bireylerin günlük yaşamlarını olumsuz etkileyen bu durum; sosyal etkileşimlerde zorluk, iletişimde yetersizlik hissi ve zamanla artan izolasyon ile sonuçlanabilir. İşitme implantları, bireylerin iletişim becerilerini geri kazanmasına olanak tanımakta ve sosyal yaşama aktif bir şekilde katılmalarını sağlamaktadır.
İşitme kaybının uzun vadede etkileri
Tedavi edilmediği takdirde işitme kaybı, bilişsel fonksiyonlar üzerinde olumsuz etkilere yol açabilir. Araştırmalar, işitme kaybı yaşayan bireylerin tedavi edilmediğinde demans, öğrenme güçlüğü ve dil gelişimine bağlı artikülasyon bozuklukları gibi rahatsızlıklarla karşılaşma riskinin arttığını göstermektedir. Bu bağlamda, erken teşhis ve müdahale büyük önem taşımaktadır. İşitme implantları, bu süreçte bireylere rehberlik ederek hem bilişsel sağlıklarını korumayı hem de yaşam kalitelerini artırmayı hedeflemektedir.
Avusturyalı Profesör Graeme Clark’ın bir ot parçası ve bir deniz kabuğu ile oluşan keşfi ile doğan, dünyanın ilk işitme implant markası Cochlear, Profesör Clark’ın çalışmalarını sürdürerek orta ve ileri düzeyde işitme kaybı olan insanların tümüyle iyileşmelerine yardım etmektedir.
Bu alanda öncü çalışmaları ile bilinen Cochlear’in Türkiye Genel Müdürü Gül Erden, işitme kaybının bireylerin sosyal ve duygusal yaşamları üzerindeki etkisine değinerek “İşitme kaybı, bireylerin yaşamlarını pek çok açıdan zorlaştıran bir sorun. İşitme kaybı, yalnızca işitme yetisini değil, sosyal ilişkileri de olumsuz yönde etkilemektedir. Cochlear olarak, sunduğumuz yenilikçi çözümlerle insanların sesleri yeniden duymasını sağlamaktan büyük bir mutluluk duyuyoruz. Farkındalık çalışmalarımızla da işitme sağlığını herkes için ulaşılabilir hale getirmeye kararlıyız” dedi.