İlk Türk Formula 1 pilotu unvanını almak için azimle çalışan Cem Bölükbaşı herkesi olduğu gibi bizi de çok heyecanlandırıyor. Simülasyonda elde ettiği başarıları pist deneyimine aktaran ünlü pilot aynı zamanda şimdiye kadar kazandığı ödüllerle iyi bir geleceğin sinyalini veriyor. Öyleyse bu başarı serüveni bir de Bölükbaşı’dan dinleyelim mi?
Elde ettiğiniz ödüllerle son zamanlarda isminizi hem ülkemizde hem de dünyada duyurmayı başardınız. Kariyerinizin en başına dönmek adına sizi daha yakından tanıyabilir miyiz?
Motor sporlarına 5 yaşındayken motokros yarışlarıyla başladım. 6 yaşıma geldiğimde bu yarışlarda Türkiye şampiyonu oldum. Ardından karting yarışı serüvenim başladı. Almanya, İngiltere, İtalya ve Kıbrıs’ta düzenlenen karting şampiyonalarına katıldım. Formula 4 ve Formula 3 takımlarıyla test sürüşlerine de çıktım. O süreçte Formula 3 ya da Formula 4’te yarışmak için sponsor desteği alamadığım için yeteneklerimi yarış simülasyonlarında değerlendirmek istedim. Bu kararımın zamanlaması da Formula 1’in kendi resmi e-spor şampiyonasını tanıttığı döneme denk geldi. 2017’de iki kez Formula 1 Dünya Şampiyonu olan Fernando Alonso’nun espor takımına seçildim. Aynı yıl Dünya Şampiyonası’nda 5. oldum. 2018’de ise Redbull Formula 1 E-spor takımına seçildim ve yine aynı takımla dünya 2.’si oldum.
Çok küçük yaşlarda motokros yarışmalarına katıldığınızı biliyoruz. Peki 5 yaşındaki bir çocuğun bu tutkusu nasıl ortaya çıktı?
Ailemde yarışlara meraklı olan ya da yarışan kimse yoktu. Bu yolculuğa çıkışım daha küçük yaşlarda çok hızlı bisiklet kullanmamla başlıyor. Bisikletteki hızımı fark eden arkadaşları babamı beni yarış pistine götürmesi konusunda yönlendiriyor. 5 yaşımda ilk kez babam beni motokros pistine götürdüğünde tutkumla tanıştım ve o zamandan beri hayatım bu yönde şekillendi. Yarışmak benim için bir tutkudan daha fazlası, hayatımın gerçek anlamda bir parçası oldu.
Espordan gerçek piste doğru başarılı bir yolculuk yaptınız. Peki simülasyondan gerçek piste geçiş nasıl bir histi sizin için? Her ikisinin kazandırdığı deneyim farklarını anlatabilir misiniz?
İkisi birbirine çok benziyor. Her gün simülasyon antrenmanı yapıyorum saatlerce. İlk defa bir yarış arabasına oturduğumda ise bütün tecrübemi simülasyon üzerinde aldım daha önce tur atmadığım için. Tabi ki bazı farklılıkları var, tıpatıp aynı değiller ama çok benziyorlar. Formula arabasının içinde yarışırken aldığınız o hız hissiyatını, adrenalini ve riskleri simülasyon aynı şekilde hissedemiyorsunuz. Ben simülasyondaki deneyimimin gerçek hayattaki yarışlarıma yardım etmesini amaçlıyorum. Her gerçek yarışta, espordan sahip olduğum bilgilerin üzerine koyarak kendimi geliştiriyorum. 2019 sonunda Formula Renault Eurocup’da M2 Competition ile gerçek bir sürüş deneyimi yaşadım. Hayatımın belki de en iyi hafta sonuydu. Bir Formula otomobilinin içerisinde olmak çok özel bir tecrübeydi. Şimdi de aynı deneyimi Formula 3 Asya şampiyonasında, tam 15 yarış boyunca yaşama fırsatı bulduğum için çok mutluyum.
Elde ettiğiniz başarılar ilerleyen dönemlerde size ilk Türk Formula 1 pilotu ünvanı kazandırabilir mi? Kısacası önümüzdeki dönemlerde hedeflediğiniz planlar neler?
Formula 1 yolunda ilerlediğim maceramda kendime sonuna kadar inanıyorum, bunu başarabilmek için elimden geleni yapıyorum ve daha fazlasını da yapmaya hazırım. Hayalim Formula 1’de yarışmak, Formula 1’de Türkiye’yi temsil etmek ama her şey maalesef sadece bana bağlı değil. Yüksek sponsor bütçeleri ve büyük destekler gerektiren bir yol bu. Evet beni destekleyen gerek kamudan gerek özel sektörden büyük kurumlar var ama yine de daha fazla desteğe ihtiyacım olacak. O yüzden heyecanla bir sonraki günü bekliyorum.
Sponsorlukların ve ekonomik desteğin bir pilot için oldukça önemli olduğunu söyleyebiliriz. Peki siz sponsorluklarınızı ve iş birliklerinizi hangi niteliklere göre değerlendiriyorsunuz?
Formula 3 Asya yarışlarında, gençleri ve sporu her zaman destekleyen, Türkiye’yi dünyaya tanıtmayı amaçlayan, dünyada geleceği olan genç sporcuların yanında olan global ve milli birçok firmayla yan yanayız. Şampiyonada Doğuş Grubu’nun ana desteğiyle yer alıyorum. Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı, Rixos Otelleri, Samsung, Mavi Jeans, Cafe Crown ve menajerim Temuçin Ünalp ve ajansı TEM Agency de destekleriyle beni yalnız bırakmıyor. Bana verdikleri destekler için hepsine çok teşekkür ediyorum. Ancak dediğim gibi bu yolda daha fazla desteğe ihtiyacım olacak. Hedefimde Türk bayrağını Formula 1 pistlerinde dalgalandırmak var, bunun için ne kadar destek olursa o kadar hedefe yaklaşırım.
Bir adrenalin tutkunu olarak dünyada hangi pistlerde yarışmak sizi heyecanlandırıyor? Bu pistler arasında İstanbul Park pistini değerlendirmenizi istesek neler söylersiniz?
Her pistin ayrı bir zevki ve heyecanı var. Formula 1 pistlerinde yarışmak en büyük hayalimdi ve burada yarışmak her seferinde içimde bir heyecan uyandırıyor. Hepsi gerçekten birbirinden güzel. İstanbul Park’ın yeri tabii ayrı, akıcılığıyla ve tekniğiyle mükemmel bir pist, en kısa sürede orada da yarışmak için can atıyorum.
Hırsı ve adrenalini seven biri olarak pilotluk dışında başka bir spor dalıyla ilgileniyor musunuz?
İlgi alanlarımın hepsi aslında Formula 1’le alakalı, hedeflerime beni yaklaştıracak şeyler. Spor yapmayı seviyorum, koşuya çıkıyorum, bazen bisiklete biniyorum, onun dışında bilgisayar oyunu oynuyorum.
Şu anda sadece simülasyonda başarılı olup pist hayallerini de gerçekleştirmek isteyen pilot adaylarına hangi önerilerde bulunursunuz?
Kendi deneyimlerine dayanarak öncelikle kendilerine hedef belirlemeleri gerektiğini söyleyebilirim. Nasıl bir yolda ilerlemek istediklerini belirledikten sonra bu hayaller doğrultusunda yapılacakları, planları adım adım şekillendirmek gerektiğini düşünüyorum. Sonrası ise sıkı çalışma, disiplin ve istekliliğe kalıyor.
Şu sıralar Formula 3 Asya şampiyonasının yarışmaya devam ediyorsunuz. Nasıl geçiyor? Deneyimlerinizden, yaşadıklarınızdan bahsedebilir misiniz?
Beklediğimizden çok daha iyi geçiyor. Tabii ki hedefimiz yüksekti ama daha ilk yarıştan bu kadar önlerde savaşmayı ve bu denli tecrübeli pilotlara bu kadar yakın olmayı beklemiyorduk. Yakaladığımız bu momentumu sonuna kadar kullanıp hedefimize daha da yaklaşıyoruz her gün ve her yarış.