Son zamanlarda yükselişe geçen İspanyol kültürü özellikle popülerleşen diziler aracılığı ile izleyiciye yeni bir bakış sunuyor. Çoğu İspanyol dizisinin bu denli yükselişe geçmesinin sebepleri birçok etkene dayansa da kuralsızlık ve özgünlük kavramları izleyicinin dikkatini çeken etkenler arasında yer alıyor. Evet tam olarak bahsettiğimiz nokta kuralsızlık ve özgünlük! Çünkü klişeleşmiş senaryoları bir kenara bırakan İspanyol dizileri, beklenmedik sahneleri ve ‘yok artık!’ dedirten replikleriyle kendi kültürlerini iyi bir şekilde izleyiciye yansıtabiliyor. Durum böyle olunca da izlediğimiz dizileri; diğer diziler ve İspanyol dizileri olarak ikiye ayırabiliyoruz. Öyleyse iyi bir senaryonun izleyici üzerindeki etkisini göstermek için heyecanla takip ettiğimiz dizileri bir araya getirelim.
Kuvvetli rüzgar!
Denenmişi denemek çoğu zaman başarısızlıkla sonuçlanıyor. Çünkü yeni ve farklı bir iş sunmak için özgünlüğe ihtiyaç duyuluyor. 3 sezondur özgünlüğü kanıtlamayı başarmış Elite dizisi ise 4. sezonu ile İspanyol dizilerinin farkını ortaya koyuyor. Geçmişte Gossip Girl ve The Carrie Diaries gibi kültleşmiş dizilerin ardından benzer senaryo ile izleyiciyi etkilemeyi başaran Elite’in sırrını ise daha önce ekranlarda pek görmediğimiz farklı olay örgüleri oluşturuyor. Tam da bu noktada İspanyol kültürü devreye giriyor. Yaşam standartlarından stil tercihine kadar birçok etken, aslında alışkın olduğumuz senaryolara farklı bir bakış açısı katarak izleyiciyi elinde tutmayı başarıyor. Böylelikle izleyiciler yeni bir atmosferin içerinden kendilerini buluyor. Bu özgün atmosferi izleyiciye geçirmeyi başaran Toy Boy dizisi de İspanyol kültürünü senaryosuna yansıtan diziler arasında yer alıyor. Dizi, mimari detaylardan bürokrasi işlevine kadar alışkın olmadığımız sahneler ile izleyiciye yeni bir soluk getiriyor. Aslında tüm bu projeleri ortak bir kümede toplayacak olursak hepsinin ortak özelliğinin kuralsızlık olduğunu söyleyebiliriz. Senaryoları oluşturulurken kalıplaşmış denklemler yerine şaşırtıcı sürprizler tercih edilmesi ve bu sürprizlerin de bir kurala sahip olmaması uzun bir süre daha İspanyol rüzgarını kuvvetli bir şekilde estireceğe benziyor. Bu rüzgarın kuvvetli bir şekilde esmesini sağlayan La Casa De Papel ise 5. sezon hazırlıklarıyla izleyiciyi heyecanlandırmayı başarıyor. Dizi aslında sadece suçluluk duygusuna farklı bir pencereden bakmamızı değil, aynı zamanda İspanyol kültürünün yansımasını da senaryosunda bulundurarak Vis a Vis gibi diğer İspanyol dizilerin de ilgi görmesini de sağlıyor. Aslında dizi sektöründe yaşanan bu öne çıkma isteği, izleyicilerin daha iyi projelerle buluşmasına olanak sağladığı için bizleri de mutlu ediyor.