Röportaj Timur Can Ersoy
Beyza Şekerci konservatuarın klasik bale bölümü mezunu olsa da başarılı bir oyuncu olarak emin adımlarla ilerliyor. Kendisi oyunculuk kariyerinin yanı sıra meslektaşı da olan eşi Engin Hepileri ile mutlu bir aile hayatı sürüyor. İki yıl önce çocukları Can’ın hayatlarına girmesiyle ilgili olarak “Biz iyi bir takımız” diyor. Beyza’nın pozitif karakterinin ona her alanda başarı getirdiği kesin.
Bale dünyada önemli bir sanat dalı olarak kabul görüyor. Sen okullu bir balerin olarak Türkiye’de bale sanatının konumu hakkında neler düşünüyorsun?
Aslına bakarsan eğitim aşaması ve profesyonel dansçıların dünyası olarak değişkenlik gösterebilir bu sorunun cevabı. Profesyonel eğitmenlerin olduğu konservatuvarlarımız, dünyadaki en iyi sahnelerde adını duyurmuş birçok dansçımız var. Özellikle son yıllarda çok büyük bir ilerleme kaydedilerek konservatuvar döneminde öğrencilerimiz yabancı platformlarda üstün başarılar elde ettiler. Bunun arkasında büyük bir disiplinle uygulanan iyi bir temel eğitim var. Genç yaşta yurtdışında başarılar sergileyen dansçılarımız gösteriyor ki Türkiye de bale konusunda sınırlarını zorlamaya devam ediyor.
Hemen hemen her kız çocuğu gelişim çağında baleye yönlendiriliyor. Bunun nedeni sence ne? Çocuklara ne gibi artıları var?
Kız çocuklarının o büyülü pembe tüller içindeki dünyayı merak etmesi öncelikli sebeptir elbette. Ama bunun çok daha gerçek bir perde arkası var, o da estetik ve disiplin. Genelde çocuklarının profesyonel bale yapmasını istemeyen ebeveynler bile estetik olarak bir duruş kazanmaları ve disipline olabilmeleri için çocuklarını bir dönem mutlaka bale eğitimine yönlendiriyorlar. Elbette ki fiziksel karşılığı oluyor, ancak gözle görülür farkı sadece profesyonel bir eğitimle elde edebilirsiniz.
Aynı zamanda başarılı bir oyuncusun. Senin için bir senaryoyu kabul etmende en büyük etken nedir?
Oynamak için heyecanlandıran, okuduğunda kalbinin hızlanmasına sebep olan işler… Hayal gücümü sonuna kadar zorlamamı sağlayacak, inandığım, güzel yazılmış, sözü olan hikayeler benim için çok kıymetli. Önceliğim her zaman bu yönde oluyor.
Günümüzde her alanda olduğu gibi film ve dizi sektöründe de dijital platformlar yükselişte. Sen bununla ilgili ne düşünüyorsun?
Özgürce düşüncelerin, olayların ifade edildiği işleri özledik toplum olarak. Dijital platformlar bu konuda sonsuz bir alan açtı bence dizi sektörüne. Hem süre hem de anlatım gücü olarak izlenilirliği artırdığını düşünüyorum. Gün geçtikçe de artarak daha kaliteli ve iddialı yapımlar dijital alanda boy gösterecektir.
Kamera Arkası programını sunuyorsun. Genellikle sektörden kültür sanat haberleri bulunuyor. Senin de bir oyuncu olarak haberlere kattığın yorumlar oluyor mu?
İçinde bulunmaktan çok keyif aldığım bir iş Kamera Arkası. Ağırlıklı olarak dünya sineması, televizyon ve dizi dünyasındaki tüm gelişmeleri takip edebileceğiniz bir program. Son derece pozitif, hep güler yüzlü ve çok profesyonel bir ekiple birlikte olmak harika bir his. Fox ekranlarında yayınlanan programımız Kamera Arkası, Fox TV İç Yapımlar ekibi tarafından pandemi sürecinde sinemayı ve sektörü desteklemek için başlatıldı. Bahsettiğim harika insanlardan oluşan ekibimiz de bana çok güveniyor ve sunum konusunda beni özgür bırakıyor. Hem samimiyeti kaybetmeden hem de akıcılığı sağlamak adına çekim öncesinde her bölüm için büyük bir özenle hazırlığımı yapıyorum.
Yaşadığımız süreci düşünürsek, sence eski sinema ve tiyatro anlayışımızı geri kazanmamız mümkün mü?
Pandemi süreci tüm dünyayı etkisi altına aldı ve bu süreçten en çok performans sanatlarının etkilendiği kesin. Sinema, tiyatro, bale, opera, konser vb. tüm yapımlar sıkıntı yaşıyor. Sinema dünyası da tedirgin elbette. Ancak bu süreç de her salgın hastalık gibi son bulacak. O zamana kadar sabretmeye, ayakta kalmaya devam. Olumsuzluklar her yerde olmasına rağmen, umudu kaybetmemek taraftarıyım. Yeniden keyifle salonları dolduracağımız günlerin geleceğine inanıyorum.
Eşin Engin Hepileri de senin gibi oyuncu. Yer aldığınız projelerde birbirinizi oyunculuk anlamında eleştirir, birbirinize yardımcı olur musunuz?
Aynı mesleği yapan iki insanın aynı çatı altında olmasından daha büyük bir lüks olamaz bizim meslekte bence. Tabii ben ekstra avantajlıyım, Engin’in tiyatro eğitmenliği konusunda geçmişinde harika birikimleri olduğu için kocam benim her daim hocam. Neye takılsam ilk ona sorarım. O da benim fikrime, gözüme, görsel tarafıma çok güvenir ve her zaman fikir alışverişi sağlar. Dolayısıyla biz bu durumu hep avantaja çevirenlerdeniz.
Beraber bir projede yer almak ister misiniz ya da ortak yapmak istediğiniz bir iş var mı?
Uygun ve bizi heyecanlandıran bir şey olursa neden olmasın. Çok da güzel olur. Tiyatroyla ilgili aynı sahnede oynama hayalimiz hep var ama bunu aceleyle sırf birlikte karı koca sahnede olmak için yapmak istemeyiz. Hep araştırıp güzel oyunlar bulmak için okuyoruz. Bunu iyi bir metin ve güzel bir ekiple yapmak gerçekten heyecan verici olur.
İş hayatının dışında modaya da merakın olduğunu biliyorum. Senin için moda ne ifade ediyor?
Gecesi gündüzünü öyle yaşayanlardan değilim ama evet, severim haberdar olmayı ve takip etmeyi. Asla modaya bağlı kalmak gibi bir takıntım yoktur. Zamansız parçalar severim. Genelde gardırobum da öyledir. İşim gereği rahatlığın öncelik olduğu seçimler yaparım ama özel geceler, davetler ve gece konseptinde risk alıp cesur parçalar içinde olmaya da bayılırım. Çünkü modanın bendeki karşılığı, kendimi en olmak istediğim gibi, özgürce dışa vurma halidir. Kendine en yakışanı ve uygun olanı bulmak, ifadeyi ve duruşu da etkiler. Buna çok inanırım.
Kıyafet seçerken Engin’e danıştığın olur mu?
Mutlaka. Bazen kararsız kalabiliyorum, son noktayı koymak konusunda sağ olsun çok yardımcı olur.
Can hayatınıza gireli iki yıl oldu. Senin ve eşinin hayatında ne gibi değişiklikler oldu?
O bizim aşkımızın her gün daha da katlanarak büyümesini sağlayan en güzel meyvesi. Aile olmaya, çekirdek aile kavramına çok inanan ve aşkımızı hep çoğalarak yaşamayı seven bir çifttik Can’dan önce de. Can da bizim dünyamıza hemen dahil oldu. Kendi düzenini bize, bizimkini kendine kattı. Aramızda hep söylediğimiz bir şey var: “Biz iyi bir takımız.” En zor anında ya da en keyifli dakikada bile bunu hiç unutmadan, hep sırtımızı birbirimize dayayarak ilerlemek en sevdiğimiz.