Spotify’ın dünyanın dört bir yanından yükselen yetenekleri öne çıkarmak amacıyla başlattığı RADAR programı, Türkiye’deki ilk yılını geride bıraktı. Spotify, yeni çıkış yapan veya kariyerlerinin başındaki sanatçılara destek olmayı hedefleyen ve ikinci yılına giren RADAR Türkiye’nin ikinci sanatçı seçkisinde Baran Mengüç, Ceren Sagu, Lotusx, Rana Türkyılmaz ve Tuana yer aldı. Baran Mengüç ile samimi bir röportaj gerçekleştirdik.
Seni kısaca tanıyabilir miyiz? Baran Mengüç kimdir?
Merhabalar, ben Baran Mengüç. 28 Haziran 2003 doğumluyum. Hikayem çok erken yaşlarda başladı; adeta benim doğuşum oldu. Henüz 2 yaşındayken, konuşamadan şarkılar söyleyip dans ettiğimi hatırlıyorum. Kaderimin müzikle kesiştiğini ise 3 yaşında ilk kaydımı aldığımda anladım. Müzisyen bir ailede ve Roman kültüründe büyümek, bugün müziğimi şekillendiren en önemli etkenler oldu.
Şimdi, Pop, R&B ve Roman kültürlerini harmanlayarak oluşturduğum bu tarzı “Ottoman Pop” olarak adlandırıyorum. Köklerimden aldığım ilhamla, müziğimde geçmişimi ve bugünü bir araya getiriyorum.
Yeni projen “Son” yayınlandı. Projenin oluşum hikâyesinden bahseder misin?
Son’un oluşum hikayesi, kariyerimin dönüm noktalarından önce başladı. İlk satırlarını 2023 yazında kaydetmiştim. Sevgili Aerro ile stüdyodaydık, session başlangıcında “Dünya’da bana yatkın hangi tarzlar var?” ve “Tarzımı nerelere evriltebilirim?” soruları aklımda cirit atıyordu. Bu sırada Afro/Amapiano kültürüyle tanıştım; kendine has yapısı, kendi kökenim Roman kültürüne benziyordu. Melodilere olan yatkınlığım sayesinde şarkıyı kaydetmek benim için hiç zor olmadı.
Ancak proje, 2022 yazında duraklama dönemine girdi. O zamanlar, kendi diskografim açısından bunun henüz zamanı olmadığını hissediyordum. 2023 yazına yaklaşırken proje yeniden canlandı. Bu sefer, daha yeni bir ben olarak, Afro kültürünü “Ottoman” tarzımla birleştirmeyi istedim. Amapiano melodileri ağzımdan dökülürken, bir yandan da keman, kendi kültürümüzü tınlatarak eşlik etti. Bu süreçte müziğin evrenselliğini kendime ve kitleme bir kez daha kanıtlamış oldum. Her nota, köklerimden aldığım ilhamla birleşerek yeni bir hikaye anlattı. Umarım bu haliyle daha akıcı olmuştur!
Şarkına tepkiler nasıl? Nasıl dönüşler alıyorsun?
Yaptığım füzyonu anlayabilen bir kitlem olduğu ve birlikte büyümeye devam ettiğimiz için gerçekten minnettarım. “Son” benim için biraz riskli bir projeydi; ona hep “Mayın Proje” derim. Kitlem daha “Ottoman Pop” olarak adlandırdığım yenilikçi tarza alışırken, ben beklenmedik bir anda buna yeni bir boyut ekleyerek farklı bir füzyon ortaya koydum. Bu işe beklentisiz girdim ve bu yüzden gelen yorumlardan memnunum. Kimisi bu yeniliği hemen yakaladı, kimisi ise zorlandı, ama ben ne yapmak istediğimin farkındaydım ve sadece gelişmeye devam ediyorum. Sanırım bu tarzla dünya adına önemli bir adım attım. Gelecekte globalleştiğimde, diskografimde “İyi ki var” diyebileceğim bir parça olacak “Son”.
Spotify’ın RADAR sanatçısı olmak senin için ne ifade ediyor?
Ne desem az kalır, gerçekten çok şey var içimde. Dönüm noktamı bir füzyon doğrultusunda yaşadım ve alışılagelmişin dışında bir müzik yaptığımın farkındayım. Bu yolda benimle yürüyen insanları görmek muazzam bir his. “Ottoman Pop”u kulaklara aşina kılmak için daha fazla şarkı üretmem gerekecek. Bu bağlamda Radar programı sayesinde hedefi 12’den vurabilme şansım artıyor. Ama bu sadece Türkiye ile sınırlı değil; dünyaya da seslenmek istiyorum. Müziğimi, Doğu ve Batı’nın her türlü hissiyatını dünyanın dört bir yanından hissedilebilecek şekilde tasarlıyoruz. Hedefim, yollarımın kesiştiği o kalplerle buluşmak ve o duyguları sarıp sarmalayarak yoluma devam etmek. Bu yüzden Radar sanatçısı olmak benim için çok anlamlı.
Peki sırada ne var? Bundan sonra ne olacak?
Çok fazla üretim, çok fazla şarkı… Baran Mengüç’ün her yönünü sizlere göstereceğim bir yıl geçireceğiz birlikte. Her biri birbirinden eşsiz ve farklı füzyonlarla dolu olacak. Müziğimle, evrilebileceğim en uç noktalara ulaşmayı hedefliyorum. Bu süreç, kariyerim için unutulmaz bir dönüm noktası olacak ve benim için akıl almaz bir gelişim süreci. Ben bile merakla bekliyorum.
Stilini sen mi yapıyorsun?
Günlük rutinimde sık sık stylingimi kendim yapıyorum. Ancak çalıştığımız video klipler ve diğer projelerde, güvenilir stylistlerle iş birliği yapıyorum. Vizyonuna ve fikirlerine değer verdiğim isimlerle çalışmak benim için çok önemli. Onlar bana her zaman alan tanıyor ve birlikte fikirlerimizi geliştirerek sürdürüyoruz. Bu süreç, projelerimdeki yaratıcı süreci zenginleştiriyor.
Gardırobunun olmazsa olmazları neler?
Aslında her bir parça ve ürün benim için vazgeçilmez. Günden güne, ruh halime, etkinlikten etkinliğe ve projeden projeye değişiklik gösterebilir. Yani, neyin “olmazsa olmaz” olduğuna göre değişiklik yapabilirim. Ancak ne olursa olsun, şapkalarım her zaman yanımda olmalı; onlar benim için gerçekten olmazsa olmazlardan. Şapkalar, stilimi tamamlarken, kendimi ifade etmenin de önemli bir yolu.
…KISA KISA…
- En sevdiğin renk: Bordo
- En sevdiğin film: Yeşil Yol
- En sevdiğin yazar: William Shakespeare
- En çok neye gülersin: Yakın dostlarımın her biri ile farklı bir diyaloğum, mizah şeklim vardır elbette ki.. Sanırım onlara güler, eğlenirim.
- En çok neye sinirlenirsin: Haksızlığa hiç gelemem.
- En çok kullandığın kelime: “Dostum”