Röportaj Salih Devrim
Fotoğraf Onur Demirdağ
Moda Editörü Ali Arisso
Saç Mehmet Alpan
Makyaj Şehrazat Naseri
Fotoğraf Asistanı Muzaffer Temiz
Moda Editörü Asistanı Gönül Soyçeri
Büyük sofralar etrafında buluşan bir ailenin en küçük çocuğu Sümeyra Koç. Daha o yaşlarda bir masa etrafında sevgiyi ve samimiyeti paylaşmayı öğrenmiş. Şimdi ise deneyimlerinden kazandığı değerlerle hem evliliğini hem de başarılı kariyerini sakin bir şekilde yoğurmaya devam ediyor. Emek ve çaba harcamadan şansın insanın yanına uğramayacağını düşünen bakış açısı, mindful hayat tarzı ve geniş hayal dünyası ile farklı bir yeni nesil oyuncu profili çiziyor.
Baharın gelişinin adımlarını duyduğumuz bir günde buluştuk Koç ile. Güneşli bir İstanbul sabahında içimizdeki umudu hissederek güne başladık. Çekim için tüm detaylar kusursuzca ilerliyordu. Tüm ekip bir araya geldiğinde ise hissettiğimiz o umut duygusunun somutlaşacağından daha da emin olduk. Sümeyra’nın yüksek enerjisi, ekibin her bir detayı düşünerek hareket etmesi böylesi güzel fotoğrafların ortaya çıkmasını kaçınılmaz kıldı. Sizi de bu güzel güne eşlik etmeniz için sohbetimize kulak misafiri olmaya davet ediyoruz.
İstanbul doğumlusun ve aslen göçmen bir ailede dünyaya geldin. Peki nasıl bir ailede büyüdün, farklı kültürlerin etkisi sana ne gibi değerler kazandırdı?
Tüm yaşamını, hatta ailesinin bir kısmını geride bırakarak başka bir ülkede hayat mücadelesi vermiş bir ailenin en küçük çocuğuyum. Ailem 60’lı yılların sonlarında Yugoslavya’dan Türkiye’ye göç etmiş. Çocukluğumun tamamen Boşnak kültürünün etkisi altında geçtiğini söyleyebilirim. Evde konuşulan dilden tutun da yemeklere, dinlenen müziklere kadar her şeyi kapsıyor bu durum. Aile apartmanında kalabalık sofraların kurulduğu, her daim misafirlerin bu sofralara dahil olduğu çok sesli ve renkli bir atmosferde geçti çocukluğum. Elbette bu durumun bana katmış olduğu gözlem ve muhakeme yeteneğinin oldukça faydasını gördüm. Çeşitliliğin içinde büyümüş olmanın katkıları oldukça fazla.
Hedefe ulaşmak için karar verdikten sonra harekete geçmek de önemli bir adım. Sen oyunculuğa başlama kararını nasıl aldın? Hep istediğin bir hayal miydi yoksa kendini bir anda setlerde mi buldun?
Ben çok hedef odaklı bir insan değilim. Ne kariyer anlamında ne başka konularda uzun vadeli planlar yapmaya inanmıyorum; ama dediğiniz gibi yolda hareket etmeye inanıyorum. Aslında bu istek çocukluk yıllarımda aklımın bir köşesinde hep vardı. Sürekli evde kılıktan kılığa giren, sürekli insanları güldürmeyi ve performans göstermeyi seven bir çocuktum. Ama biraz da bazı şeyler kendiliğinden gelişti. Üniversitede o zamanki menajerimle karşılaştım ve öğrenciyken reklam filmleriyle girmiş oldum bu dünyaya. Sonrası yüzlerce audition peşinde koşmakla geçti. Kamera karşısında olmanın keyfini almıştım bir kere. Oyunculuk kursları, oyuncu koçları, deneme çekimleri ve sonrasında ilk dizi…
Kariyer geçmişine baktığımızda oyunculuğunu kanıtladığın birçok projede yer aldın. Bir projeyi değerlendirirken hangi nitelikler senin için önemli?
İyi bir senaryo, iyi bir ekip, iyi bir yönetmen. Bu iş bir ekip işi. Senaryoyu okuduğumda karakteri sevmem çok önemli tabii ki. Sonrasında ise ekibin keyifle ve uyumla çalışıyor olması gerekiyor, herkesin birbirine özenli davranması da bence işi bambaşka bir noktaya taşıyor. Tabii halihazırda iyi temeller üzerine konulmuş bir iş olması da önemli. Ben yerine göre kuralcı olmayı tercih ediyorken bazı konularda da esnek olmayı seviyorum. Esnekliğin birçok konuda insana önemli fırsatlar ve yetiler kazandıracağına inanıyorum.
Oyunculuk sektöründe birçok kişi birbirini desteklerken, tam tersi rekabet de yaşanabiliyor. Senin bu konuda yanıldığın bir deneyimin oldu mu?
Ben çalışırken optimum mesafenin kendi açımdan hep faydasını görmüşümdür. Dolayısıyla o tatlı mesafe beni bu gibi durumlardan korumuştur hep.
Sosyal medyada oldukça neşeli ve pozitif fotoğraflar paylaşıyorsun. Peki hayatın orada gördüğümüz kadar yaşam dolu mu ilerliyor?
Aslında çok aktif kullandığım söylenemez. Sosyal medyayı seviyorum ama hayatımın her anını paylaşmayı da tercih etmiyorum. Yaşadığım hayattan bulunduğum yerden mutluyum şükürler olsun ki!
Günümüzde evlilikler hiç de kolay yürümüyor ve evlilik kararı almak da kolay değil! Sen de yakın zamanda ihtişamlı bir düğün ile kendi aileni kurdun. Doğru kişiyle karşılaşmanın günümüzde şans işi olduğu söylenebilir mi?
Esasında ihtişamlı bir düğün hedeflemedik hiçbir zaman. Türkiye’de nikah yapıp 35 kişilik arkadaş grubumuzla Atina’nın Evia Adası’nda rüya gibi bir dört gün geçirdik. Herhangi bir organizasyon desteği almadan, her detayı arkadaşlarımızla kendimiz oluşturduk. Hala tadı damağımızda… Her şey güzel gidiyor. Zaten 13 senedir birlikteyiz Can’la. Evlilik bizim için herhangi bir değişiklik yaratmadı. Biz birlikte büyüyen ve büyümeye devam eden, birbirine her anlamda destek olmaya çalışan, birlikte çok eğlenebilen bir çiftiz. Bunun için gerekli özeni ve çabayı göstermeye çalışıyoruz. Bazı konularda şanslı olduğumuzu elbette düşünüyoruz. Ama şansın, doğru ve hazır olan insanın yanında olduğuna inanıyorum. Her türlü ilişkinin emek ve çaba gerektirdiğini düşünüyorum.
Oyunculuğun ve duruşun gibi özgün stilin de öne çıkıyor. Bu konuda da iddialı olduğunu düşünüyor musun?
Ben estetik algısı olan biri olduğumu düşünüyorum. En azından bu konuyla ilgili doğal bir kabiliyetim olduğuna inanmışımdır ve yakın çevrem de öyle olduğunu düşünür. Stil benim için her zaman hızlıca karar verebildiğim, kendi ruhuma ve zevkime göre hareket edebildiğim bir alan oldu. Bu konuda kendi zevkime güveniyorum. Aynı şekilde ev dekorasyonunda da. Çok keyif aldığım bir alan.
Yaşam sürekli olarak yenilikler yaşamamıza olanak sağlıyor. Sen kendini nasıl yeniliyorsun, bir hayalini gerçekleştirdiğinde yenisini kuruyor musun?
Evet, evrende her şey gerçekten çok muazzam. Ve her şeyin niyetle alakalı olduğuna inanıyorum. Bugün kuantum da aynı şeyi söylüyor. Her şey niyet ve akışta olmakla alakalı. Yaratım, niyet etmek ve hayal etmekle başlıyor. O yüzden kaderci bir yerden bakmıyorum hayata. Kendimi yenilemeye özen gösteriyorum. Farklı ilgi alanları ve hobiler yaratmaya gayret ediyorum. Daha mindful olmaya, uyanık kalmaya gayret ediyorum ve alışkanlıklarımı mümkün mertebe değiştirmeye; otomatik pilotta olmamaya özen göstermeye çalışıyorum. Dolayısıyla her daim hayal kuruyorum elbette.
Birçok konuda olduğu gibi kadın hakları konusunda da oldukça hassas bir dönemdeyiz. Eline bir sihirli değnek versek, neleri değiştirmek isterdin?
Kadın hakları, dünyada ve özellikle de ülkemizde daha ön plana çıkması ve çok özen gösterilmesi gereken hassas bir konu. Maalesef her gün birçok kadının maruz kaldığı istismar, taciz ve hatta ölümle sonuçlanan haberlere uyanıyoruz. Elimde bir sihirli değnek olsa yaşanabilecek her türlü istismara son vermek isterdim.